Eskiden olurmuş. Olmasa da bir şekilde oldurulurmuş. Hepimizin hayatında defalarca duyduğu " evlilikte keramet vardır" sözü "gerçekten öyle olur mu?" düşüncesini evlenecek çoğu çifte düşündürtür oldu.

İlla ki her dönemin başlı başına zorlukları vardır. Fakat; günümüzün sorunları kadar baş edilemez zorluklar olduğunu düşünmüyorum. Geçmişe baktığımız da evlenecek bir çiftten sadece bir kişinin maaşıyla kıt kanaat da olsa bir şekilde geçinebiliyorlardı. Şimdi ise; iki kişi çalışsa bile "geçinebilir miyiz?" düşüncesi yüzünden evlenemeyen milyonlarca insan olmaya başladı.

Düşünsenize; milyarlarca insan içinde size en uygun olan kişiyi buluyorsun ve evlenemiyorsun. Ne kadar acı? Önceden çiftler sadece aile ve el alem denen(kimse tarafından bunların kim olduğu çözülemeyen kişiler) topluluğun psikolojik baskısını yaşarlardı. Aile; düğünü yapsa da yapmasa da şimdiki gibi sürekli her şeye müdahil olup, sanki kendileri evlenecekmiş gibi kendi istekleri doğrultusunda evladını evlendirme çabasına giriyorlar. El alem ise; sadece gıybetin dibine vurmak için A'dan Z'ye her şeyi öğrenmeye çalışan gıybet kazanı.

Bu psikolojik iki etmenle uğraşmak zor olsa da bir şekilde evlenecek çiftler bu zorlu yolları aşıp ; "evlenelim de ne olursa olsun." derlerdi. Şimdiki çiftlere bakacak olursak; zaten çoğu evliliğin kutsallığına inanmadıkları için evlilikten uzak dururken, diğer kısım ise; evliliğin kutsallığını kanıksamış fakat psikolojik baskılarını bile aşmaya hazırken maddiyat unsuru ile karşı karşıya kalıyorlar. En minimum şekilde evlenseler bile ; "en minimum şekli nedir?" diye soracak olursanız, ona da hemen açıklık getireyim.

Şöyle ki; düğün, kına yapılmasa, sadece bir nikâh, söz yapılsa minimum şekli oluyor. Tabii çeyiziymiş, ev kirasıymış, geçimiymiş bunlara değinmiyorum bile.

Günümüze bakınca; iki gönül bir araya gelince samanlık seyran olmasını bıraktım, iki gönül bu koşullar da bir araya bile gelemez oldu. Sonra da "Yaşın geldi, evlenmiyor musun daha ?" denir.

Sizlere soruyorum nasıl olacak bu gönül işleri?