Be iki gözüm Adana’da yaşayan avukat kardeşim…

Buna haybeye kürek sallama denmez de ne denir, Allahın aşkına!

10 Kasım Atatürk’ü anma törenlerinde kendisini protesto eden vatandaşa “O gavat’ı getirin bana” diyen Adana valisi Hüseyin Avni Çoş hakkında “Görevi kötüye kullanma ve hakaretten suç duyurusunda bulunuyorsun.

Ve diyorsun ki:

“Kendisine tepki gösteren vatandaşa hakaret ettikten sonra para cezası kestirmesi alenen ‘görevi kötüye kullanma’ suçunu oluşturmaktadır…”

Da…

Suyun ta baştan kesildiğini bilmiyor musun?

 ***

 Sayın başbakanımız vali bey için “biz valilerimizi kimseye yedirtmeyiz” diyerek, vali bey aleyhine yapılacak bütün girişimlerin önünü tam anlamıyla kesmedi mi de sen kalktın kendi kendini yoğuruyorsun, haybeye kürek sallıyorsun?

 SURİYELİ GERÇEĞİ

  

Ülkelerindeki iç savaştan kaçarak en yakın ülke olan Türkiye ye sığınan Suriyeli mülteci sayısı 1 milyonu aşmış(?) bu sözde resmi rakamlar. Gayri resmi olarak bakılırsa beklide ülkemizdeki Suriyeli sayısı bunun iki katı.

 ***

 Gazetelerden okuyoruz, şu anda ülkemizdeki Suriyeliler 5 farklı radyo kurmuşlar.

30 ayakın gazete çıkartıyorlarmış.

Ve.

50’yi aşkın kendilerine üzgü okul açmışlar.

 ***

 Bu da Suriyelilerin ülkemizde boş durmadıklarını yarın için bazı köklü alt yapı oluşturduklarını, günümüzde oluşturdukları belalar yetmiyormuş gibi yarın daha değişik belalarla karşımıza çıkacaklarının belirtisi değil mi?

 ***

Antep’imiz de kendine işveren; ekmek veren patronunu öldüresiye değil, öldürmek kastıyla döven Suriyeli.

Bunun yanı sıra…

Antep’imizin çalışmak mecburiyetinde olan ancak hakkı olan parayı istediği için iş bulamayan insanları açlıktan kıvranırken, evine bir parça ekmek götürememenin utancını yaşayan baba aç sefil gezerken.

Suriyelilerin ucuz emeklerine gönül indiren patronlarımızın, işverenlerimizin vicdanları ne kadar rahattır acaba?

 ***

 Suriyeliler…

Ülkelerindeki savaştan kaçtılar, ülkemize sığındılar.

Devletimiz kendilerine bilindiği kadarıyla yatacak yer verdi, yiyecek temin etti. Yurdunuzdaki savaş bitene kadar şurada efendi efendi oturun dedi.

De ne oldu?

Besledik kargayı oydu gözümüzü…