Tartışmanın, fikirlerimizle ikna etmeye çabamız olduğu gerçeğini unutmamak gerekiyor.
Küsmenin, belirsizliğe sürükleyen bir girdap olduğunu unutmamak gerekiyor.
Çocuğumuz veya herhangi bir aile bireyi ile açtığımız mesafeyi başkalarının doldurduğunu not etmek gerekiyor.
Gönül bağını ve dolayısıyla iletişimi koparmanın, altından kalkılamayacak bir "çözümsüzlük" getirdiği gerçeğini ortaya koymak gerekiyor.
Vazgeçilmez değer ve duygularımızı incitmeden bir adım önce "durmamız" ve "tartışmayı ertelememiz" gerektiğini unutmamak gerekiyor.
Yıllarca yapılan "iletişim hatalarının" bir anda veya birkaç teknikle" düzelemeyeceğini unutmamak gerekiyor.
Çünkü eğtim ve yine davranış değişikliği bir "süreç" işidir...
Yıllarca yapılan hatayı düzeltmek "en azından" aylarca sürmelidir ki sağlıklı bir sonuç alınsın!
Gelelim son dokunuşa...
Haklı çıkmak "çıkmazına!"
Aile içinde haklı çıkmak, büsbütün yanılgıdır...
Mutluluğunuza hizmet etmeyen hiçbir "sonuç" haklı değildir. Bir beden, kolunu incitince "sancı" duyar!
Lakin kolunu "egzersizlerle" güçlendirirse daha iyi kavrar!
Dışarıya karşı "haklı çıkmak" ise ömrünü kiraya vermektir!
Eğer "haklı-haksız" olma noktasında bir iletişim varsa en doğrusu araya "çizgi çekmektir."
Sonra tebessüme şöyle bir çeki düzen verip kaldığımız yerden yaşamaya devam etmektir.
Tebessümünüzün görkemi kadar güzel bir yaşam diliyorum...