Kırdığımız, incittiğimiz kim varsa; o anki can korkusuyla helallik isteriz, bir daha yapmayacağız naraları atarız. O korku geçtikten sonra asıl mesele başlıyor işte. 
Bu söylediğiniz sözün ne kadar arkasındasınız, ne kadar devam ettiriyorsunuz? Önemli olan budur aslında. 
Sebepsiz yere kırdığınız insanlara nasıl davrandığınızı hatırlayıp onu hala devam ettirmemek önemli olan. Kaba, kötü biri olmak bu dünyada en kolay olan şey aslında. Zor olan iyi olmak her şeye herkese güler yüzlü olmak. İnsanlar kırılır, sevgi körelir. Zaman her şeyi affetmeye yetmez bazen. Kötü günde destek görmedikten, omzuna başını yaslayamadıktan sonra sevgi de biter. 
Alttan almayı, sabırlı olmayı ve ince düşünmeyi sürekli karşınızdaki kişiden bekleyemezsiniz. Biraz da sizler ucundan tutmalısınız ki, karşınızdaki kişi de size olan sevgisini saygısını yitirmesin. Merhametten, nezaketten ve edepten nasibini almış insanların ince düşünceden ve saygıdan yoksun, kaba insanlar arasında zarar görmemesi kaçınılmaz olur.
 Naif olmak, insanları incitmemek zor bir şey değil.
 Lütfen size iyi niyetle yaklaştığını düşündüğünüz, size zarar vermeyecek/veremeyecek insanlara bu kadar kötü olmayın. İnsanların canını yaktığınızda onların alıngan görünmemek için kaç kez gülümsediğini, söylediğiniz sözlerin kaç kez karınlarına bir yumruk gibi indiğini bilemezsiniz tabii… Çünkü onlar sizlere hiç öyle davranmamışlar. 
Sözlerinizi davranışlarınıza da yansıtmaktan çekinmeyin. Bir insanın çok güzel veya çok yakışıklı olması ağzından çıkan bir cümleyle ya da davranışıyla yok olup, gözünüze tamamen çirkin gelmesine sebep olabilir.
 İşte burada sürekli duyduğumuz, önemli olan kalp güzelliğidir sözü devreye giriyor. İnsanların dış görünüşlerinin kusursuz veya mükemmel olması kalplerine bakmanıza engel olmasın. Kalbi güzel olmayan bir insanın yüzünün güzel olması ne kadar önemli olabilir?