Hem dinden imandan bahsedeceksin, hem de çıkıp halkın yüzüne baka baka yalan söyleyeceksin. Bu sen ben fark etmez. İçin neyse dışında o olması gerekirken, dışa karşı ayrı, gizli bölmeler kapalı kapılar arkasında ayrı bir yaşantı sergilersen, insanları bir kandırır, iki kandırırsın. Ancak kanan sen olursun. Şimdi ülkede tıpkı buna benzer bir yaşantı şekli almış başını gidiyor. Sırf yaramışlık için dindar gözüküp senden benden ayyaş olanlar, meydanlarda mangalda kül bırakmıyorlar.
Öksüz yetim hakkı yerken, anasının karnındaki çocuğun hakkına bile göz koyarken, dinide dillerinden düşürmüyorlar. Faizin adını vade farkı, ticarette kazanç helal gibi fetvalar verip biri yüzü satanların, dinle bağdaşmayan tutumları ülkede bunları yaparken, halkın ve özellikle gençliğin, yaşantılarına dokununca, ‘bir ağaç bin can demektir’den yola çıkan gerçek Atatürk gençliği bir anda meydanlara indi. Her türlü baskı ve şiddete dahi boyun eğmeden, günlerden beri meydanda direnişlerine devam ediyor. Gerçek inanan insanların, dine karşı, sömürü içinde olanlara gerçek derslerini verdiler.
Yalanla iman bir arada olmaz. Gösterişe alet olmadan ,gerçek ulusalcılığı bir kez daha ortaya koyan gençlik ve onlara destek veren ailelerini bir kez daha canı gönülden kutlamak gerek.
İşte ülkenin sahipleri bunlardır.Halkı aldatanlar alay konusu olmaya başladılar.Hatta Amerika’daki bir karikatür dergisinde yayınlananlar, o kadar düşündürücü ki, daha düne kadar Amerika’ya sırtını dayayanlar ve onların izinden gidenler sırtlarından hançerlendiler. Belki bundan sonra aklarını başlarına alıp,gerçekleri anlamış olurları Atatürk gençliğinin uyandığı kabuğunu yırttığı gibi.