Fransa'da Üçüncü Cumhuriyet döneminde eğitimin zorunlu, parasız ve laik olması için mücadele emiş ve başarmış bir Başbakan olarak tarihe geçen Juley Ferry “Okul için her şey yapabilirsiniz, eğer okulun bir kitaplığı yoksa hiçbir şey yapmamış olursunuz.” diyerek, okul kütüphanelerinin önemini daha o yıllarda vurgulamıştır.

 Okur-yazar bulunan hemen her evde,  kurulan her medresede, her mescid ve camide bir kitaplığın bulunduğu Osmanlı Devleti'nin son zamanlarında kayda değer 763 kütüphane mevcuttu.

 Cumhuriyet döneminin eğitim alanında en önemli adımı 3 Mart 1924 tarihli Tevhid-i Tedrisat (Öğretimin birleştirilmesi) kanunuyla daha önce Evkaf Nezâretine bağlı olan okul, medrese ve kütüphaneler Maarif Vekâletine bağlanmıştır. 1927 yılında çıkartılan tekke, zaviye ve türbelerin kapatılmasına dair kanun ile de, buralarda bulunan kitaplar kütüphanelere devredilmiştir. Kütüphanecilik alanındaki en önemli hizmetlerinden biri de 1924 yılında Atatürk'ün emriyle hazırlanan «Basma Yazı ve Resimleri Derleme Kanunu olmuştur.

 

Osmanlı Devleti’nde ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarında, kütüphanelere verilen büyük önem; acaba içinde yaşadığımız dönemde de aynı derecede veriliyor mu?

 

Her yıl, mart ayının son pazartesi günü ile başlayan hafta “Kütüphaneler Haftası” olarak kutlanır. Bu kutlamalar, genellikle Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından organize edilir.*

 

Okul Kütüphaneleri konusunda varolan yasal ve fiili duruma bakıldığında; yasal durumun çok iyi bir noktada olduğunu; ancak fiili durumun pek içi açıcı olmadığını görürüz.

 

Okul kütüphaneleri ile ilgili yasal çerçeve “MEB Okul Kütüphaneleri Yönetmeliği” ve bu yönetmeliğe dayanılarak hazırlanan “MEB Okul Kütüphaneleri Standart Yönergesi” ile belirlenmiştir. Yönetmeliğin “Amaç” başlıklı 1.maddesinde “Bu Yönetmeliğin amacı, Türk Millî Eğitiminin genel amaçları ve temel  ilkeleri doğrultusunda öğrencilerin bilimsel düşünen, demokratik davranışlara sahip, okuma alışkanlığı kazanmış, öğrenmeye, araştırmaya ve yeni teknolojileri kullanmaya istekli; hak, görev ve sorumluluklarının bilincinde; çağın gereklerini yerine getirebilecek şekilde yetişmelerine ve yararlanmalarına yardımcı olmak için okul kütüphaneleri ile ilgili gerekli düzenlemeleri yapmaktır.” hükmü; “Kuruluş” başlıklı 5.maddesinde “Yönetmeliğin amacını gerçekleştirmek üzere kurumlarda okul kütüphanesi ve ilköğretim kurumlarında ayrıca sınıf kitaplığı kurulur.” hükmü; “Atama veya Görevlendirme” başlıklı 7.maddesinde ise “Kitap sayısı 3000'i aşan okul kütüphanelerine bir kütüphaneci atanır. Kütüphanecinin atanamadığı durumlarda Yönetimce kütüphanecilik kursu almış her öğretmen yoksa öğretmenler kurulunca belirlenecek bir öğretmen görevlendirilir. Öğretmene yardımcı olmak üzere okul müdürlüğünce bir memur görevlendirilir. Öğretmen ve memurun, Bakanlıkça düzenlenecek programa göre kütüphanecilik ile ilgili hizmetiçi eğitim kursuna katılmaları sağlanır.” hükmü bulunmaktadır.

 

Bu hükümlere göre; eğitim kurumlarında okul kütüphaneleri, ilköğretim okullarında da kütüphanelerin yanısıra, ayrıca sınıf kitaplıkları kurulmalıdır. Kitap sayısı 3000’i aşan kütüphanelerde de memur veya öğretmen görevlendirilmelidir.

 

Okul kütüphanelerinin; eğitim ve öğretim programlarına etkin bir şekilde katkıda bulunmak,

öğretmenlerin mesleki çalışmalarına yardımcı olmak, öğrencilerin gerek ders için gerekse boş zamanlarını en iyi şekilde değerlendirmelerine olanak verip onların yapıcı, eleştirici ve estetik değerlere ilgi duymalarını sağlamak, yararlananların düşünme yeteneğinin  geliştirilmesi ve bilgi gereksinmelerinin karşılanması için, her türlü bilgi kaynağını sağlamak, düzenlemek- hizmete sunmak, gibi amaçları göz önüne alınacak olursa, eğitime ve eğitim sistemine yapacakları katkının ne derece önemli olduğu görülecektir.