Evet…
Bugün neler olur, bilinmez…
***
Kimileri elleri yüreklerinin üstünde inşallah beklendiği gibi kötü bir şeyler olmaz, dilek ve temennileriyle cenazelerin defnedilmelerini.
Bekliyor.
***
Kimileri ellerini ovuşturarak, ağızlarından salyalar akıtarak; provokatörlerin faaliyete geçmelerini.
Beklemekteler…
***
Bu iki ucun beklentileri bir şekilde gerçekleşirse?
Neler olur?
Önce birinci ucun, yani elleri yüreklerinin üstünde olanların duygu ve düşünceleri gerçekleşirse; ülke ne kazanır ne kaybeder. Buna cevap bulmaya çalışalım.
Ki;
***
Ülke, hiç şüphesiz barış yolunda çok yol kat eder.
Yine yürekler yanmaz, malı mülkü tahrip edilen insanlar çaresizlik içinde kimi kime şikayet edeceğini bilmeksizin, ona buna, sağa sola saldırmaz. Canının acısını önüne gelen bigünah insanlardan çıkartmaya kalkmaz
***
Benim şu tezimi anladığım kadarıyla yadırgayanlar var. Lütfen hislerimizle hareket etmeyelim. Bu konuda şimdiye kadar hiç önemsemediğimiz kadar akıl ve mantık dürtülerini dikkate alalım.
Ben ne demiştim: “Ülkemize barışın, huzuru gelmesi, kanın durması için atılacak her adım sevaptır, mubahtır.”
Ve bu tezimde de ısrarcıyım.
***
Ülkede huzurun kaçması için çeşitli senaryolar hazırlayan; provokatörlerini görevlendiren, elinizden geleni yapın diye talimatlar veren “dış güçlere” bu zevki tattırmayalım.
Hevesleri kursaklarında kalsın.
Bu yapılabilirse ülke kazanır. Barış kazanır.
***
Ya ellerini ovuşturarak, olacakların hayaliyle ağızlarının salyasını akıtanların beklentileri gerçekleşirse…
Ülke barış yolunda çok şey kayıp eder.
***
Bugünkü ve daha sonraki cenaze defin törenlerinde en büyük sorumluluk hiç şüphesiz BDP, kurmayları ve yandaşlarına düşüyor.
***
Dilerim akıl galip gelir.
NOT: Bu yazı yazıldığı sırada herhangi bir olay olmamıştı.