Sorunu bir de toplumun en küçük birimi, aileye indirgeyerek anlatalım.

Eşiniz ve iki çocuğunuzla çekirdek bir aileye sahipsiniz.

Evliliğinizin ilk yılları güllük gülistanlık. ATA’dan kalma hanlar, hamamlar, topraklar var. Kıymetlerini bilmeseniz de onlar sayesinde rahatsınız.

O nedenle siz de eşiniz de çalışma ihtiyacı hissetmiyorsunuz.

Miras mallarını satıp satıp, ailenize istedikleri her şeyi alıyor, gezdirip tozdurup, onları mutlu ediyorsunuz.

Eşiniz ve çocuklarınız için her şey çok güzel.  Çocuklarınız için ideal aile reisi profilisiniz.

Ne isterlerse yapılıyor, alınıyor. Nereden geliyor bu yoğurdun bolluğu diye soracak bilinçte değiller henüz.

**

Ama hazıra dağ dayanmaz tabii.

20 yıl idare ediyor ATA mirası

Teklemeye başlıyor aile bütçesi.

Kiralık evde oturur, onun parasını da yeriz diye, son gayrimenkulünüzü de satıyorsunuz.

Sırayla önce kendinizin, sonra hanımın arabalarını da satıp, kiralık araç kullanmaya başlıyorsunuz, parasını kullanmak için. Bugünü kurtarmak için aylık giderlerinize yeni ödeme kalemleri ekliyorsunuz.

Bir de üzerine komşu ülkedeki akrabalarınız, misafirliğe gelmez mi? Daha fazla mutfak masrafı, daha fazla su-elektrik faturası demek bu. Misafirden de alınmaz ki bu masraflar… Geldiler gitmiyorlar da üstelik.

**

Satacak bir şey kalmayınca, ihtiyaçlar için yeni kaynaklar bulmak gerekiyor.

Paralar suyunu çekince, kredi kartlarına, banka kredilerine başvuruyorsunuz doğal olarak.

Sonra mahalle bakkalının, kasabının veresiye defteri giriyor devreye.

Alışılan bu yaşam standardından geri dönmek mümkün değil çünkü.

Çocuklarınız 20’li yaşlara gelmiş. Hediyeler mutlu etmiyor artık onları. Gelecekleri ile ilgili endişe yaşıyor, sorguluyorlar mevcut durumu…

Miras malı yerken ne eğitimlerine ne geleceklerine yatırım yapmışsınız. Ne yapacaklarını bilmez haldeler…

Kredi ödemeleri, kiralar, mutfak masrafı, temel ihtiyaçlar yetişilemeyecek boyutta ulaşmış.

Borcu borçla kapatmaya çalışıyorsunuz.

Ve sonunda eşin dostun verdiği ile geçinecek duruma geliyorsunuz.

Kiranızı ödemek, evinizin ihtiyaçlarını almak için birilerine muhtaçsınız.

Yani bağımlısınız

**

Toplumun en küçük birimindeki bu durumun, ülkenin geneline yayıldığını düşünün şimdi…

KDV indirimleri, ithalatla ihtiyaçları karşılama çabaları, kredi kampanyaları, müflis aile reisinin günü kurtarma çabalarıdır, anlayın artık.

ATAlarımızdan kalan mirası yedik, bitirdik…

Çalışmıyoruz…

Üretmiyoruz…

Bolca tüketiyoruz…

**

Ne olacak peki? Nasıl kurtulacağız bu açmazdan?

Eve ekmek girmesi için eşinizle, çocuğunuzla el ele vererek, ÇALIŞMAK, ÜRETMEK zorundasınız…

Aile için de ülke için de tek çıkar yol bu…

Uzun zamandır, ihtiyaçlara yetişmediğimiz için zorunlu tasarruf yapıyoruz. Tabii bunu bir de ailenin reisine öğretmek gerekiyor.

Ancak tasarruf tek başına bir çözüm değil.

Artık ÜRETMEMİZ, kendimize yetmemiz gerekiyor.

Şimdi, Çalışmak, Üretmek için Kolları Sıvama zamanı

Ocu, Şucu, Bucu demeden, EL ELE VEREREK