Diplomasız doktora ameliyat olan ve hayatını kaybeden hastayı, ağır kusurlu kabul edebilir miyiz?
Hastanın doktorunu seçme imkânı var. Araştırıp ona göre doktorunu seçebilirdi, diplomasını sorgulayabilirdi. Diploma sahte de olsa, hastanın rızası var ameliyat kararında.
“Sahte doktor, kusurlu. Ama ağır kusurlu, ölen hasta” desek ne dersiniz?
**
İki ay önce Gaziantep’i sarsan Scooter kazasının iddianamesini okuyunca, nasıl izah edeceğimi bilemedim duygularımı. Belki de yukarıdaki yanlış bir örnek oldu, durumu izah etmek için.
Amacım iş yapma ehliyetine, cezai ehliyete ve bilerek isteyerek yanlışı yapana, yaptırana dikkat çekmek aslında.
En iyisi asıl konu üzerinden konuşalım…
Ehliyetsiz olarak araç kullanıp, iki gence çarpan 17 yaşındaki O.S, kazada ihmal ve kusuru olan olarak tanımlanıyor. Ölen Ezgi Yiğit ise geçiş hakkı üstünlüğü dikkate alınarak AĞIR KUSURLU ilan ediliyor.
Bir işi yapma ehliyeti bulunmazken, o yanlışı bilerek yapmaktan daha büyük nasıl bir kusur olabilir anlayamıyorum.
**
Otomobil sürmesi yasak olan kişinin, bilerek, isteyerek, o yasağı işlemesini ihmal olarak nitelendirmeyi, belki 17 yaşındaki bir gence, hayatında bir şans daha vermek açısından olumlu değerlendirebiliriz.
Ama objektif olduğunu söylemek zor.
Diğer taraftan 17 yaşında hayatının baharında solan genci, AĞIR KUSURLU olarak suçlamak da bir o kadar acımasızca…
Ezgi, geçiş üstünlüğüne riayet etmediği için kusurlu olabilir. Ancak AĞIR KUSUR, bilerek, isteyerek, ehliyeti olmadan araç kullanmak, trafiğe çıkmaktır.
Benim vicdanım, mantığım doğrunun bu olduğunu söylüyor.
**
17 yaşındaki bir gencin hayatının, böyle bir hatanın ardından berbat olmasını, kimse istemez.
Diğer taraftan; 17 yaşında bir gencin hayatının sona ermesinin, görmezden gelinmesini de kimse isteyemez.
Ne acıdır ki; Bir insanın hayatını kaybetmesine neden olan bir genç ile, 17 yaşında hayatının baharında solan bir genç arasında kusurlu arıyoruz, mahkeme salonlarında.
Hatalar bu gençlerde ise;
Biri hatasını canıyla ödedi. Diğeri ise belki hatasının psikolojik bunalımlarını yaşıyor şu anda.
En suçsuz, en günahsız olanlar yargılanıyorlar.
Diplomasız doktoru, ehliyetsiz araç kullananı tespit edip, önlemesi gereken görevliler, kuralların herkes için geçerli olduğunu çocuklarına anlatmayı es geçen ana babalar, hataları gördüğümüz halde uyarmayan bizler ise izliyoruz.
Kim ağır kusurlu?
Kim asıl suçlu?
Aslında çok iyi biliyoruz; Suçlunun ana baba olduğunu…
**
Hepimiz çok iyi biliyoruz;
Bugün o hakim karşısında olması gerekenler, 17 yaşındaki oğullarına ehliyetsiz araç kullanma izni veren anne ve baba olmalıydı.
Henüz reşit olmayan çocuklarına, kanunlara, kuralla uyması gerektiğini anlatmayan, küçük yaşta bunu çocuğuna aşılamayan anne-babadır ağır kusurlu olan.
“Durumumuz var, hata yapma lüksümüz de var” fikrini küçük yaşta beyinlere işleyen ana babalardır, AĞIR KUSURLU olan.
“Bu ülkede hataları birileri yapar, cezasını başkaları çeker” anlayışına sesini çıkar(a)mayan, izlemekle yetinen bizleriz, asıl AĞIR KUSURLU olan..