Günlerdir spor ekranını bir heyecan bulutu sardı(?)  Dünya kupası…

Baktıkça heyecandan bir hal oluyoruz maazallah(!)

Kışın oynanan ilk dünya kupasına nasıl peh denilmez ki zaten.(?)

İşin başka boyutlarını yazma meselesi sonraya kalsın.

Beni üzen şey, bu kadar kötü takımların olduğu dünya kupasında olamayışımız.

Burak yılmaz o penaltıyı atsa belki de başka şeyler konuşuyorduk!

Başka derken; Şenol Güneş’i de anmadan geçemeyeceğim. Asıl mesele onun yönetimindeki bu milli takımın dünya kupasına ulaşamaması. Herkes Stefan Kuntz’a sallıyor. Ne alakası var kardeşim Stefanla?

Bu takım daha önceden kupanın kulpuna yapışıp katar vizesi almalıydı…

Maalesef ülkemizde futbol iklimi çok değişken 4 mevsimi yaşayıp duruyoruz.

Hep aynı isimler, hep aynı yüzler, hep aynı söylemler…

Yeni jenerasyon futbolcu arıyoruz değil mi?

Genç isimler takıma monte olsun diyoruz hep.

Ama başlarında hep aynı adamlar…

**

 

40 senedir futbolla ilgilenirim 25 senedir köşe yazarlığı yaparım. Bu sürede bir sürü şey değişti hayatımızda lakin bu kafalar hiç değişmedi…

Verin genç bir hocanın eline ve deyin ki sana 4 sene mühlet bizi öyle hazırla ki artık tüm turnuvalara katılalım. Dünyayı tara, devşirme yapacağın isimler varsa onları bul ve bizi globalleşen dünyaya entegre et…

Diyebilir miyiz? Hayır

Neden hayır peki? Zira abilerin lobisi kuvvetli. Milli takımdan kov, 3 büyükler kapsın. Oradan kov milli takım alsın…

Ama takım gençleşsin öyle mi?

Neresinden tutsanız elinizde kalıyor işte…

**

Neyse biz kendimizi ekrandaki heyecan fırtınasına bırakalım.!!!

Benim favorim İngiltere…

Sizin ki kim acaba.?

Şu düştüğümüz duruma bakın Allah aşkına.

Bu kadar sevdiğimiz bir oyunda, biz hep dışarda ….