Pazar akşamı sanki tatlı bir sonbahar esintisi gibi bir anda esti ve geçti. Bu hmiş olduğumuz güzel duygu umarım bizleri yanıltmaz ve ilerleyen haftalarda da üstüne koyarak gelişir. Maça başlarken Başakşehir’in bu ligin iyi bir kurgusunun olduğu takımlar arasında olduğunu bulunduğu yerden de bunu ispatladığını , bizim ise yeni bir kadro oluşturup lige başladığımızı bu ve buna benzer rakipler karşısında alınacak her türlü skorun normal olabileceğini teknik direktörümüz İsmail Kartal gibi bizler de tahmin ediyorduk.
Fakat onunla bizlerin fikirlerinin uyuşmadığı tek nokta çokta ümit vermeyen maç önü açıklamalarıydı. Ancak maçta dakikalar ilerledikçe oyun üstünlüğünü ele alıp birazda pozisyonlara girmeye başlanınca bana biraz da taktiksel açıklama yapıyormuş gibi geldi. Çünkü oynanan oyunla yapılan açıklama kesinlikle birbiriyle örtüşmüyordu. Âmâ maç içerisinde yapılan mücadele tribünlere gelen seyircileri skor olarak değil de oyun olarak o kadar çok memnun etmişti ki öyle bir coşkuyla takımı maç sonunda tribünlere davet etmeleri bile onları bir dahaki maçlara motive etmelerini sağlayabilir.
Takımın sezon başı olması itibarı ile tam oturmamış olması, bazı transferlerin neredeyse son saniyesinde takıma kazandırılması ve bu oyuncuların uyum süreci tamamlandığında inanın bir çok takımın canını yakabilecek bir kadro yapısı oluşmuş olacak. Sadece teknik ekipten beklenti bu sürecin çok uzun sürmemesi.
Geçen hafta maçtan önce tüm Türkiye’de ve hatta dünya da bir ilk olduğu düşünülen bir konuda önderlik yapan Gaziantepspor yönetimi buna rağmen pazar günü oynanan maçta bunca çabaya ve davete rağmen taraftarların hala maçlara gelmemesi bana göre artık yönetimin başka çözümler üretmesi gerektiğini düşünüyorum. Bir çok insan gibi ben de yeni yapılan stadyumdan ümitliyim. Ama onun da bir çözüm olmayacağını gelecek olanlarında bir iki maçtan öteye geçmeyeceğini tahmin ediyorum. Ama yine de takımdan önceki sezonlardaki gibi hiç olmadığı kadar ümitliyim. Çünkü Kartal, Şahinler’e yüksek uçmanın yolunu gösterecek .