İntizam- düzen ve kural; İnsan hayatında önemli bir yer tutar. İntizam düzen ve kurallardan anlamayanlar, her ne olurlarsa olsunlar, hangi makamda olurlarsa olsunlar, hayatta her zaman zorluklarla karşı karşıya kalırlar. Kendileri ile ilişki halinde olanları da zor duruma düşürürler. Düşüncemi burada küçük örnekler vererek anlatmaya çalışacağım. İnşallah okurlarımın başlarını ağrıtmam.
Bundan birkaç gün önce, aile doktorumuz Dr Şefika Kılıç Hanımefendinin kapısında sıra bekliyordum. Ekranda beş isim çıktı. Başta benim ismim, ama içeride bir hasta vardı. Bir genç, elinde bir dosya, ama dosyanın ne olduğunu bilmiyorum.” Dayı Ahmet Ayaz sizsiniz değil mi”, Dedi. Ben evet demeden, müsaadeniz ile deyip içeriye doktorun yanına girdi. İçeride Doktor hanım ne dedi bilemiyorum. Her halde sıradakinden izin aldım, demiştir. Bu durum nezaket kurallarına uymaz, hem de çok ayıp bir şey. Daha doğrusu olmaması gereken bir şey.
Caddelerde karşıya geçmek için, kırmızı ışıklarda beklerken, yeşil ışık yanmadan, küçük bir boşluk bulunca, vatandaşlar, şeyden çıkan şey gibi, araçların arasına dalıyorlar. Hem de kural tanımadan. Hal bu ki bu olaylar trafik kazalarına neden olup, ölüm ile sonuçlanabilir. Bazı kişiler, bir kuruluşun kapısına geldiklerinde, güvenlik görevlilerine kendilerini tanıtıp, kimlik göstermeden, aç kıpıyı, ne duruyorsun? Beni tanımadın mı? Ben personelim, ben polis memuruyum, ben şuyum veya buyum, falancayım, beni nasıl tanımazsın gibi sözler ile münasebetsiz davranışlarda bulunurlar. Hey kendini bilmez adam; Farz et ki sen cumhurbaşkanısın. Hava attığın kim? Ekmek parası için, üç beş kuruşa çalışan birileri değil mi? Aşık Mahzuni Şerif bir türküsünde der ki: “Sanma ki zalimin zulmü ün olur”. Bir garibana hava atmak ile, hiç bir kimse, üne kavuşamaz. Adını rahmet ile anıyorum, hem de babayiğit insan. Dikkat et, bak, “Baba- Yiğit” diyorum bakınız. Sani Konukoğlu’’nun bile hava atması yoktu. Mekanı Cennet olsun.
Bakınız size güzel bir şey anlatacağım. Gaziantep Üniversitesinde Rektör Hoca Prof. Dr. Ali Gür Hocamızın oğlu, Gaziantep Üniversitenin Kapısına geldiğinde, üniversiteye girmek için, kibar ve nezaketli bir şekilde kimliğini gösteriyor. Görevli kimliğine baktığında soyadından fark ederek, Rektör Hocamızın bir yakını olmalısınız. Yoksa oğlu musunuz dediklerinde, evet” Diyor”. Zat’ı muhterem, burada beni tanımadınız mı ? Gibi sözler ile hava atmıyor. Bahse konu olan gencimizi tanımam ama, kimden doğma, ve kimin temiz sütü ile büyüdüğünü çok iyi biliyorum ve saygı duyuyurum. Eh Rektör Hocamız Prof. Dr. Ali Gür’e de, böyle bir evlat yakışır. Saygıdeğer okurlarım; Zamanın Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek Beyin, Ramazanda iftar çadırına oturmadan önce yemeğini kendi eliyle alması, insanlarımıza insanlık bakımından en güzel bir örnek değil midir? Büyüklük ancak bu kadar olur diye düşünüyorum. Allah kendisinden razı olsun.
Üniversitemizin bazı birimlerinde bilip ve yakından tanıdığım, çok değerli kimseler var. Eşimi göz ameliyatı yapan Göz Doktoru Ömer Koyuncunun nezaketine ve hastasına verdiği değere hayran kaldım. Kendisine burada teşekkür ediyorum, selam ve saygılarımı sunuyorum. Çalışanlarına bir baba, bir kardeş, bir ağabey şefkati ile yaklaşan bir Güvenlik Müdürü, Hamza Polat olduğunu duyuyorum ve mutlu oluyorum. Bütün samimiyetim ile söylüyorum, Rektör Hocamız Prof. Dr Ali Gür gibi, Hamza Polat gibi, Göz Doktoru Ömer Koyuncu gibi zat’ı muhteremlerin, Allah sayılarını çoğalsın, eksikliklerini de vermez inşallah diyorum. Gaziantep Üniversitesinde. Bunlar yol yordam bilen ve kurallara bağlı kalan kimselerdir. Kesinlikle kural çiğnemezler kanaatindeyim. Çünkü bunların Allah rızası için çalıştıklarına inanıyorum.
Saygıdeğer okurlarım; Beni unutmayın, gelecek sohbet yazımda sizler ile yeniden buluşayım. En güzel ve mutluluk dolu günler, hep ve hepimizin olsun. İntizam, düzen ve kurallara uymayı bir prensip etmeniz dileği ile hoşça ve dostça kalınız diyorum.