İki haftadır üst üste Hatay’da oynuyoruz ve Hatay’dan 6 puan alıp geliyoruz…

İşin aslı biraz Erol Bulut’ta saklı.

Geçen sezon neredeyse her hafta farklı kadro ile sahaya çıkan ve sadece Rize deplasmanından galip gelen ama evimizde aldığımız puanlarla son hafta ligde kalan takımın kimyası ile bu sene bu kadar oynamayım ideal bir kadro oluşturayım demiş olacak ki takım da kendi dinamiğini yaratmaya başladı.

Günay ve Maxim için bir şey yazmaya gerek yok. Takımın tam olarak yüzde 50’si.

Solda Hanusek, ortada Jevtoviç, defansta Papy ve Ertuğrul, kanatta ise kitsoui biz bu takımda oynarız mesajı veriyor.

Furkan, bazen mükemmel bazen vasat.

Markoviç farfarı derme kimi dönüp dolaşıyor. Öyle 2 gol kaçırdı ki 5 yaşındaki yeğenim herhalde daha iyi vururdu topa.

Joao geçen seneki görüntüsünden uzak. Mustafa Eskihellaç tam olarak soru işareti.

Bütün bunlara rağmen takım dinamiği oluşmuş ve mücadele düzeyi belirli bir seviyeye gelmiş durumda.

Aksayan yönler yok mu? Çok…

Yediğimiz golü gözünüzün önüne getirdiğinizde “insanın bakarken kör olası geliyor” cinsinden bir gol.

Oyuncu değişikleri de sabite bağlanmış…

Veliu ve Mirza…

Abdulkadir ve Pekhart…

Takım mühendisliği açısından pek de verimli bir yapı göremesek de alınan 7 puan, “kötüyken kazanmak” adına önemli…

40 puanın ligde tuttuğu şu ortamda kalan 33 puan için ha gayret arkadaşlar diyoruz.

Puan puandır. Umarım ileriki haftalara çok daha iyi oluruz.

 

Not: Cumartesi günü gerçekleşen elim trafik kazasında hayatını kaybeden meslektaşlarımız, sağlık çalışanları ve itfaiye erleri ile vatandaşlarımıza Allahtan rahmet kederli ailelerine baş sağlığı dilerim.