Bir dostum, Gıda, Tarım ve Hayvancılık bakanımıza arz-ı hal eylemiş. Yorum yapmadan aktarıyorum:

Sayın Bakanım.

Hastane de dobler sırası bekliyordum. Herkes aklında ne varsa onu dile getiriyordu. Adamın birisi esas derdini dökmeye başladı.

Galiba hayvan beslemek için devletten kredi almış ki, bunalmış. Yetkililere:’’ Size ineğimi buzağısı ile geri vereyim şu borcumu silin!’’ demiş. Onlar da öyle şey olmaz demişler.

Yeğenim Hasan Nizip’in Sekili beldesinde sizin verdiğiniz kredi ile 22 tane erkek buzağı aldı. Hiç birini telef etmeden bir seneden fazla bir zamandan beri onları beslemekte! Bayramda yok pahasına 3 tanesini satmış.

Hayvanlar kocaman dana oldu. Karınlarını doyurmak başlı başına bir mesele... Bana telefon açtı ve size ve de yetkililere derdini duyurmamı istedi. Ben de bu satırları yazmaya karar verdim.

Hasan ve Hasan gibilerin tez yardımına koşun. (Patateslerini satamayan köylülerin imdatlarını da duymuyor değilim! İşiniz kolay değil, onu da biliyorum.

Et fiyatları yükselsin diye ithalattaki vergiyi artırdınız. Ama geç kaldınız. Bu kredileri vatandaşa verdiniz ama, onları kendi kaderleriyle baş başa bıraktınız. Bunu yaparken her şehirde pazarlaması için de bir ekip kurmanız gerekirdi.

Yetiştiricilik başka yetenek, onu pazarlamak başka bir yetenek işidir. Şimdi siz, “Hasan ve Hasan gibileri bu işi bilmiyorsa bu işin başına geçmiyeydi” diyeceksiniz.

Pek haksız da sayılmazsınız. Ama şunu unutmayın, bu kişilerin çoğu cahil ve de çaresini tüketmiş kişilerdir.

Hasan diyor ki: “Dayı, arpanın kilosu 80 oldu vesaire… Siz devlet olarak bunlara yem desteği yapamaz mısınız yani? Ayrıca: hasan ve hasan gibiler bu işi büyük bir zararla kapatırsa, verdiğiniz krediyi nasıl ödeyecek?

İpoteğini hacizleyip alabilirsiniz. Ama bu insanların dramını bilen yeneni kişiler bir daha bu tür bir işe atılır mı? Üstelik bu işin bir de tehlikesi var. O da ne tehlike… ÖLÜM TEHLİKESİ!

O danalar bakıcısına bir vursa, öldürmese bile kişiyi sakat bırakır. Aslında siz acilen bir ödüllendirme seferberliği de başlatmalısınız.

Üretim yapan bu kişilere takdirname vermelisiniz. Bu gidişle takdirnamelerinin ne olacağı aşikar görünmekte…

Ben bu mektubu veya da dilekçemi onun dramını görmeden yazmıyorum. Olayı gidip bizzat yerinde izledim. Hasan ve hasan gibileri bu bataktan kurtarmak için acil kararlar alın.

O danalara aylardır bakıyorlar. Zararı yok babam meselesi. Sizden o buzağıları büyütmek için sizden emek parası falan istemiyorlar.

Alın malınızı ve çizin bankadan aldıkları paranın altını. İpotek ettikleri gayrimenkullerini de ellerinden almayın.

Size benim gibi bu tür konuda çok kişinin mektup yazdığını bildiğim için satırlarıma burada son veriyorum. Yukarıda yazdığım satırlarımda anlatmak istediğim konuyu açıkça anlattım sanıyorum.

İşinizin de kolay olmadığını biliyorum. Allah onların da, sizin de yardımcınız olsun.

YOL GÖSTERME: Aslında her ilin bünyesinde her tür işin çözümünü arayacak ACİLEN bir çözüm üretme merkezleri kurmalısınız.

Çözüm bulan kişi veya kişileri de ödüllendirmelisiniz. Ne demişler atalarımız?  ‘’Akıl akıldan üstündür!’’

Hulusi Özbilgin.  (Emekli Biyoloji-Kimya öğretmeni.)

Tarih: 28/Kasım/2012 Gaziantep.

Hasan Şengül’ün telefon numarası: 0.533.4732763 dür!