Cinsellik mi önceliklidir, açlığın bastırılması mı?
Merak, bilimin kamçısıdır. Bir profesör, cinsellik dürtüsünün mü açlık dürtüsünün mü önce geldiğini merak etmiş. Hemen laboratuara bir düzenek kurmuş. Düzenek basit, üçgen şeklinde bir düzenek; bir köşesine aç fare, diğer köşesine dişi bir fare, bir köşesine de peynir konulmuş.
Fare hemen peynire gitmiş. Profesör "acaba" diyerek peynir yerine ceviz koymuş. Fareyi de acıkınca üçgendeki yerine koymuş.
Fare hemen cevize gitmiş. Profesör "acaba" diyerek bu kez badem koymuş. Fareyi de acıkınca üçgendeki yerine koymuş.
Fare hemen bademe gitmiş. Profesör "acaba" diyerek, çikolata, fıstık vb yiyeceklerle deneyi tekrarlamış ve fareyi de acıkınca üçgendeki yerine koymuş.
Fare her seferinde yiyeceğe yönelince profesör "açlık, cinsellikten öncedir" diye raporunu yazacakmış ki asistanı:
"Hocam, bir de dişi fareyi değiştirsek, belki kardeşidir?" demiş.
Son günlerde sürekli yemi değiştirerek adını zikretmeden hep dolaylı olarak birbirlerine hedef olarak gösterdikleri "sünni/şii" çatışmasını bir türlü beceremeyenler, köşe yazılarında, gazete haberlerinde ve hatta dizi senaryolarında artık açık açık şii/sünni diye direkt hedef göstermekten çekinmez hale gelmişlerdir.
Bu mihrakların gerek sünnilerden, gerek şiilerden aklı selim sahibi zevatın "müslümanlar kardeştir" diye her seferinde birbirini kardeş görmelerinden naşi reddettikleri dişi fareyi, şimdi köşesinde rahat durma modundan çıkarıp, olmaz kıvırtmalarla sırnaşık aşufte dişi fare rolünde gösterme niyetindeler...
Bekrî-Alevi, Hanefî-Caferî...
Bütün Mü'minler kardeştir, buna zarar verecek eylem ve söylemlerden şiddetle kaçınılmalıdır. Zira, mezhep çatışmasının bir tarafında mutlaka "biz" olacağız; malı giden, kanı dökülen, ırzı çiğnenen...