Bir takım, tam olarak kelime anlamıyla DEJAVU yaşatır mı? Yaşatıyormuş.

            Resmen her yıl aynı şeyleri söylüyor, yaşıyor ve tekrarlıyoruz. Bildiğiniz dejavu olmaktan öte geçemiyoruz. Benim anlamadığım bu anlayışla taraftarı nasıl bekliyorsunuz? Siz taraftar için ne yaptınız? Taraftar kime gelecek? Ruhsuz oyun sistemine mi, başarısız ve  elindeki maçları rakibe hediye eden  Gaziantep FK’ya mı? Bu örnekleri çoğaltabilirim. Yalnız buradan bile yola çıkarak, soruyorum; Taraftar tribünlere ne için gelecek?

Geçen yıl yakındığımız ve sürekli uyarılarda bulunduğumuz hususlar, bu yıl bir başka versiyonla karşımıza çıktı. Gidilmesi gerekenler gönderildi, eyvallah. Alınan oyuncularla övündük buda tamam. Lakin son birkaç transferlerle sezona başlanması gerektiğine defalarca değindik; ama nedense yönetim ya da Erol Hoca oralı olmadı. Kim yeterli gördü bilmiyorum; lakin şunu net bir şekilde ifade edebilirim ki, ben burada Erol hocayı sorumlu tutarım. Çünkü; takımın eksiklerini yönetime bildirecek, yönetimden bu oyuncuların alınması için diretecek. Eğer ki hoca burada ağırlığını koymazsa, yönetime göre hava hoş, hoca yeterli gördü der geçer. Tabi burada olan takıma, taraftara, şehre olacaktır. Ceremesini daha şimdiden çekmeye başladık. Üstelik ligin henüz çok başındayız.

                        Özetle Gaziantep FK’nın şu ana kadarki durumu şudur. Aynı yönetim, yönetimin aynı transfer politikası; aynı hoca, aynı hocanın transferlere razı oluşu... yine lige güzel giriş yapıp, arkasını getiremeyen, üretkenlik yapamayan, gol atmakta zorlanan hatta atamayan bir Gaziantep FK izlemeye devam ediyoruz. Umarım lig sonuna doğru yine aynı şeyleri yaşamayız.

            Haa! Bir de bütün performansını Antalya maçında harcayan Sagal ve Joa, her maçta güven vermeden vazgeçilmez olan Ertuğrul, her oyuna girdiğinde ne yapmaya çalıştığına anlam verilmeyen bencil Veliu, güya gençlere yatırım yapılan ve nedense sadece izlediğimiz tek gencimiz Mirza’ya da selam olsun…

            Mutlu haftalar diliyorum.