GTO ve Mimarlar Odası’nın düzenlediği Kent, İnşaat ve Ekonomi Kongresi’nin ilk gününü, “ 8 yıldır aynı hikaye” başlığı ile duyurduk.

Bazılarının “Büyük Kongre” olarak nitelendirdiği kongrenin ilk gününde, protokol üyeleri konuşmalarında sürekli, Gaziantep’in nasıl bir potansiyele sahip olduğunu dile getirdiler.

İhracatta şöyle başarılıyız, Gaziantep’e herkes gıpta ile bakıyor…

Ve 8 yıldır dilden düşürülmeyen terane;

İç savaş bittiğinde Suriye’yi, Gaziantepli girişimciler inşa edecek…

Peki sorunlarımız..?

**

Kongreye çağrı metninde, kent ve kentsel yaşam ekseninde ekonomik gelişmelerin tartışılacağı dile getiriliyordu.

Mimarlar Odası Başkanı Özgür Girişken, “Sorunların teşhis edilmesinde kongre, önemli rol oynayacak” diyordu.

Protokol, konuşmalarını yaptı, gitti…

Biz güzelliklerden bahsedelim, bizim müdürler de aralarında sorunları konuşsunlar…

İkinci gün boş koltuklara hitap etti konuşmacılar..

Ne sorun teşhis edildi, ne çözüm üretildi…

Şehri yönetenlerin açılış konuşmalarını yapıp, ayrıldığı bir kongre…

**

Problemin çözümü, problemi kabul etmekle başlar.

İlk önce sorunu tanımlayacaksınız, kabul edeceksiniz.

Problem tartışılmadan, anlaşılmadan, çözüme ulaşamazsınız.

Eğitim Bilimci George Polya, problemi çözme aşamalarını anlattığı kitabında, şu tespiti yapıyor;

“Eğer bir problemi çözemiyorsanız onun resmini çizin.”

Ve problem çözümünde yapılan en büyük hata;

“Problem yerine çözümü tartışmak”

**

Şehri yönetenlerin sorunları kabullenemediği, dile getiremediği bir kongre, nasıl çözüm üretebilir?

Suriyelilerin şehre yüklediği alt yapı, işsizlik, konut, ekonomik, sosyal sıkıntıları konuşmak yerine,

Ne zaman biteceği meçhul savaş sonrası Suriye’yi biz inşa edeceğiz masallarına başvurmak,

Problem yerine çözümü tartışmak değil de nedir?

Evet savaş biterse(!) Suriye’yi biz inşa edeceğiz.

Peki bir 8 yıl daha sürerse?

Ne olacak Gaziantep’te..?

**

Evet Ensar’ız…

Tamam misafirperveriz…

Ama bir anda şehre yüklenen 500 bin nüfus ile oluşan, su, yol, konut, enerji, yeşil alan, eğitim ve daha birçok ihtiyacın altından nasıl kalkacağız?

Bu sorunların Gaziantep yerelinde çözülmesinin mümkün olmadığı da bir gerçek. Çözüm için Ankara’nın harekete geçmesi gerekiyor.

Ama dile getirmekten neden imtina ediyorsunuz?

Problemi çözemiyorsunuz, ama resmini çizmekten neden kaçınıyorsunuz?

Sorunları konuşamayacaksınız, neden kongreler düzenliyorsunuz?

Bari 8 yıldır aynı hikayeyi anlatmaktan vazgeçin.

Gerçekten sıktı…