COVID-19 pandemisinin eğitime etkisi dünya çapında görüldü ve neredeyse tüm okul ve üniversitelerin kapanması eğitim pratik ve programlarını geniş çapta etkiledi.

 Eğitim kurumlarının kapanmasında temel gerekçe enfeksiyon riskini azaltmaktı. 30 Eylül 2020 itibariyle de yüz yüze eğitim yasağı getirildi. Öğrenciler eğitimlerine uzaktan devam ettiler. Ama verilen eğitim öğrenciler için yeterli seviyede olmadı. Yani kısaca deyim yerindeyse adet yerini bulsun diye verilen bir eğitim oldu.

Bu durum özellikle de 8. ve 12. Sınıfları etkiledi. Çünkü onlar bu sürecin sonunda hayatlarını etkileyecek  sınavlara girdiler.

 Bu öğrenciler yetersiz uzaktan eğitim ve evde kendi çabalarıyla yaptıkları çalışmalar ile sınavlara girdiler. Diğer dönemdeki öğrenciler gibi okulda yüz yüze eğitim ya da destekleyici kurslara gitme gibi şansları olmadı.

Türkiye'de 3.6 milyon öğrenci iyi bir lise ve üniversite hayaliyle 1.5 yıldır okul yüzü görmeden sınavlara hazırlandı.

LGS'ye, soru sızması ve dersleri kötü öğrencilerin sınava sokulmaması iddialarının savcılığa taşınması damga vurdu. 15'indeki 8. sınıf öğrencileri başları öne eğik ‘matematik korkunçtu!' diyerek evlerinin yolunu tuttu.

Ancak tam anlamıyla bir eğitim alamadıktan sonra o verilen tavsiyeler hiçbir işe yaramayacaktır.