Gaziantep FK’nın ekonomik anlamda sıkıntıda olduğu kamuoyunda sıkça konuşulmaya başlandı.

Alacaklarını alamadığı için kulübü şikayet eden futbolcular, bütçenin küçültüleceğine yönelik yönetici demeçleri…

Geçen yıl kampanya düzenleyerek, 240 bin forma satışı yapılmıştı.

Ne yapalım? Bu yıl kaç forma satmak kurtarır bizi?

“240 bin forma yerine 24 bin tane kombine bileti alsaydı da personelleri ile tribünleri doldursaydı firmalar” dedik. Duyan olmadı. Belki 24 bin bilet hediye edilen kişiden 2 bini bu sezon tekrar bilet alacaktı. En azından 2 bin taraftar daha kazanacaktı Gaziantep FK.

Şimdi hem formalar ortada yok, hem tribünler bomboş

**

Gaziantep FK, neden Gaziantep’le bütünleşemiyor? Gaziantepli neden benimsemiyor kırmızı siyahlı takımı?

Evet, Gaziantepspor’a yapılanları unutamıyor Gaziantepli. Ama en önemlisi kendinden bir parça da bulamıyor Gaziantep FK’da… Sanki başka bir şehrin takımı.

Yönetimi oluşturan isimler, kendi alanında başarılı, ama işleri başından aşkın kişiler. Belki de toplantıdan toplantıya tesislere uğrama fırsatı buluyorlar.

Kendi işlerinde başarılılar. Belki kızacaklar, futbol geçmişlerinden bahsedecekler. Ama kulüp yönetimiyle alakaları yok. Çünkü daha önemli işleri var. Bu işin yükünü çekecek profesyoneller de istihdam etmiyorlar.

Büyük çoğunluğu iş insanı olunca, konunun parayla çözülebileceğini sanıyorlar, işin sosyal boyutunu hiç düşünmeden.

“Parayı bastırır, en iyisini alırız” diyorlardı. Parayı bulmak için de en iyi bildikleri şeyi yaptılar; Forma yaptırıp, forma sattılar…

Gaziantepspor maçlarını kaçırmayan bir basın mensubu olarak, bugüne kadar Gaziantep FK’nın bir maçına gitmemişim, gitmek istememişim. Ama evimde hediye edilmiş Gaziantep FK forması var. Anlatabiliyor muyum uygulamanın yanlışlığını?

 

**

Halbuki yanı başlarındaki basketbol takımına baksalar; Başarı örneği orada duruyor.

Başkan Cengiz Şimşek’in başarısı; Yetkiyi, işi bilene bırakması.

Gaziantep Basketbol için canla başla çalışıyor Boray Dai. İşi, gücü, Gaziantep Basketbol… Bu emek sahada başarı olarak meyvesini veriyor, doğal olarak doluyor tribünler.

Peki Gaziantep FK’da kim var bu şekilde çalışan?

Gaziantepspor’un Gaziantepli eski teknik direktörleri, Nurullah Sağlam, Hüseyin Kalpar, Bünyamin Süral ile hiç iletişime geçtiler mi mesela?

Gaziantep FK’nın futbol anlamında “bir bilen”i kim?

Korkarım; Parayı veren, her şeyi bilendir düşüncesindeler…

Bir spor kulübü yönetiyorlar. Orada da bildikleri şeyi yapıyorlar; Ticaret

Forma al, sat, para kazan…

Formadan aldığın parayı bastır, oyuncuyu al…

Ancak saha içerisinde başarı için bunlar yetmiyor.

Gazianteplinin tribünleri doldurması, takımı benimsemesi için başka şeyler yapmak gerekiyor.

**

Beğenilmeyen Kızıl’lar bile Milli Eğitim ile iş birliği yapmış, bir tribünü öğrenci tribünü haline getirmişti.

Bugün maça gelenlerin bir kısmı, o gün tribünlerde yer verilen öğrencilerden belki de…

Derneklerin, kulüplerin temel ihtiyacıdır sosyal destek ve iletişim…

Üyelerle iletişim, taraftarla iletişim, şehirle iletişim ve bütünleşme…

Hangisini başarabiliyor Gaziantep FK?

Ve bu ortamda teknik direktörü eleştiriyor, yapılacak transferleri konuşuyoruz.

Seneye başarılı olacak mıyız diye soruyorsunuz…

Ligi bilemem de forma satışında rekoru kırarız bence…