Gaziantep FK’nın böyle bir duruma düşeceğini devre arasında öngörmüş, defalarca uyarmıştık. Bu hafta bir kez daha görüyoruz ki söylediklerimiz tek tek çıkmaya başlıyor. Nitekim bunu söylemek hoşuma gitmiyor; ama biz demiştik.
Kasımpaşa maçında rakip takım on kişi kalarak Gaziantep FK’nın işini de kolaylaştırıyor. Akabinde Gaziantep FK golü de bularak skor avantajını ele geçiriyor. Lakin rakip takım on kişi olmasına rağmen reaksiyon vererek ilk yarı bitimine yakın attığı golle beraberliği yakalıyor. Maxim’in hasta olması nedeniyle ancak 61. Dakikada oyuna girebiliyor. Aynı dakikada ise Recep’in yerine tam bir kabus olan El Messaoudi oyuna giriyor. Bu adam bu zamana kadar ne katkı vermiş ki hâlâ medet umuluyor anlamıyorum. Gerçi baktığın zaman elde oyuncu da yok, lakin yine de bu hamle yapılacak bir oyuncu değil.
Elde oyuncu olmamasının sorumluları ise yine yönetim ve Erol hocadır. Çünkü; transfere ihtiyaç olmadığını onlar savundular. Oyuncuların sakatlık durumları olsun, kart cezalısı durumları olsun mutlaka alternatifler olması gerektiğine defalarda değindik. Lakin hiçbir önlem alınmadı. Buna rağmen Türkiye kupası ve ligde zirveye oynayacaklarını söylediler. Bu işler söylemekle olmaz, icraat gerekirdi. Şimdi yapacağınız tek şey ligde tutunmak olacaktır. Gerçi ligde kalmayı başarı zanneden bir anlayış ile karşı karşıyayız. Ne yazık…
Erol hoca maç sonu yaptığı açıklamalar tam bir fiyasko. Yahu hocam ne yapmaya çalışıyorsunuz. Takım kazanınca sosyal platformlarda şovunuzu yapıyor, kaybedince basın açıklamalarında sürekli oyunculara ya da takım içinde sorunlara değiniyorsunuz. Böyle bir şey olabilir mi? Bunu gören yönetim hocaya neden bir şey demiyor. Djiboloji kırmızı kart görerek işleri zorlaştırmış olabilir. Lakin Kasımpaşa’nın 22. Dakikada on kişi kaldığını, bu haliyle de gol attığını unutmayalım. Üstelik Djiboloji takımı eksik bırakmadı, takımı sayı olarak eşitledi. Erol hoca bir günahkar arıyorsa, kendisinden başlamalı. Yönetime transfer için bastıracağına yeterli görmeyecekti. Eğer yeterli gördüyse de her kaybettiği maçta takıma ve oyuncular olumsuz sözler sarf etmeyecek. Eğer ki varsa bir sorun, dediği gibi kendi içlerinde halledecekler. Lakin bunu çıkıp basın açıklamasında söyleyerek yapmayacak.
Yönetim bu konuda Erol BULUT’u kesin bir tavırla uyarmalıdır. Kazanınca her şey gül gülistanlık, kaybedince “nedenlerini biliyorum ama bunu kendi içimizde çözeceğiz” gibi sözlerle ihaleyi başka bir yere yıkıyor. Böyle bir şey kabul edilemez. Kaldı ki Erol hoca bunu alışkanlık hale getirmeye başladı. Birilerinin bunu görmesi, net bir şekilde uyarması gerekmektedir. Sonra yine biz demiştik demek zorunda kalmayalım.
Ligde -sözde üst sıralara oynamak istediklerini- söyleyen yönetim ve takımın hocası alt sıralarda yerini koruyarak bunu başarı zannediyor. Zaten bu kadro ve oyun anlayışıyla da olacağı bundan ötesi olamazdı. Bunu nedense göremeyen ya da görmek istemeyen Cevdet Başkan ile Erol hoca oldu. Kadronun yeterli olduğunu söyleyerek, kimleri kandırıyorsunuz bilmem ama bizleri kandıramadığınızı bir kez daha bildirmek isterim.