Gaziantep’te düzenlenen Engelliler Çalıştayı’nın açılış gününde, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, “Engelsiz bir şehre hoş geldiniz” sözü ile bitirmiş konuşmasını.

Çalıştayda sunumu yapılan engelli merkezlerine, toplu taşıma araçlarındaki düzenlemelere, engellilerin hayatını kolaylaştırmaya yönelik çalışmalara bakınca, gerçekten engelsiz bir şehir var diyoruz.

Ancak gerçekte farklı bir tablo çıkıyor karşımıza.

**.

Çalıştayın yapıldığı gün gazetemizin manşeti; “Kaldırımları yayalara bırakın” şeklindeydi.

Kaldırıma engelli olmayanlar bile çıkamıyorken, engelli vatandaşımız kullanabilir mi?

Belediye projelendirmiş, bütün kaldırımlara “görme engelli yolları” yapmış.

Görenlerin de bu yolun önemini anlaması, fark etmesi için sarıya boyamış o yönlendirme bantlarını.

Güzel projeler, uygulamalar, insan faktörü ile desteklenmediği sürece işlevini yerine getiremiyor.

Kaldırımlardaki o sarı bantlar neyi ifade ediyor?

Birçok insan için hiçbir şey” diyebiliriz, bu sorunun cevabına.

**

Sadece kendini düşünen duyarsız sürücü, aracını rahatlıkla park ediyor kaldırıma. Görme engelli bandının tam üzerine park ettiği aracının, belki de bir insana zarar verebileceğini umursamıyor bile.

Bir diğeri kaldırımın üzerine mangalı çıkarmış, egzoz dumanları arasında hazırladığı yiyecekleri müşterilerine sunuyor. Tam sarı bantla hizalamış mangalı. Görme engellinin mangalı ıskalamaması için bütün altyapı hazır anlayacağınız.

Kaldırıma atılmış masalarda müşteriler karnını doyuruyor. Yayaların, yandaki yolda araçlar arasında yürümesini çok da önemsemiyorlar. Birazdan onlar da o yolda yürüyecekler. Kanıksamışız bunu artık.

Biraz ileride bir diğer esnafın kaldırımda sergilediği ürünler arasından, alacağı eşyayı seçmeye çalışıyor insanlar…

**

Kaldırımlar, otopark olmuş…

Kaldırımlar, lokantanın mutfağı olmuş…

Kaldırımlar, dükkanların teşhir alanı olmuş…

Bir tek yayalar kullanamıyor kaldırımları…

Ve ne yazık ki kimse bu yanlışı düzeltmeye yönelik bir adım atmıyor, üzerine düşeni yerine getirmiyor.

Denetim yok, uyarı yok.

Öyleyse umursayan da yok.

**

Engelli yaşam merkezleri, engelliler için sosyal alanlar, toplu taşımada yapılan düzenlemeler…

Hepsi gerçekten çok güzel ve önemli projeler.

Ama engelsiz şehir olmak için yetmiyor. Çünkü asıl engel sokaklarda…

O şehirde yaşayan insanlar, bu kadar engel çıkarırken, o merkezlere, sosyal alanlara kazasız belasız nasıl gidecek engelliler?

**

Şu sözüne katılıyorum sayın Şahin’in; “Engel, yaşarmayan gözde, nasırlaşmış kalptedir. Esas onların engellerini kaldırmak gerekiyor.

Gerçekten de düşüncesizliğin, eğitimsizliğin, bencilliğin tavan yaptığı bu ortamda;

Nasıl kaldırırız beyinlerdeki engelleri..?