Sevgili dostlar:       Her zaman iyinin iyisini, güzelin daha güzelini bulmak mümkündür. Mükemmeli yakalamak o kadar zor ki…     

   Kim bana en güzel rengin hangi renk olduğunu söyleyebilir. Yaşadığımız bu çağda sizce en güzel şiir kimin şiiridir.      

Bunların hiç birine karar veremezsiniz. Hani: “Renkler ve zevkler tartışılamaz” diye bir söz var ya, bunların tartışılmaya açılması dahi tartışan kişilere ortak bir fikri getiremez. Mutlaka taraf olunur. Kimi “al” der, kimi “yeşil”. Kimi “Ahmet” der kimi “Mehmet”…      

 Buna karar veremediğiniz gibi, kendi şiirinizin güzelliğini de söyleyemezsiniz. Şiir yazmak, öyle yakışan birkaç dizeyi bir araya sıralamak değildir. Yazıyorsanız, şiirle insana ulaşmak zorundasınız. İyinin iyisini, güzelin daha güzelini bulmalı, mükemmeli aramaya çalışmalısınız. Yani, yazdığınız birkaç şiiri örnek göstererek “ben şiir yazdım” diyemezsiniz. “Yazmaya çalışıyorum” demek en güzel açıklama şekli olur.      

Son yıllarda; Noktayı nokta, virgülü virgül yerine koyamayan yazarlarla karşılaşıyoruz. Kitapçılar böyle kitaplarla dolu. Eline kalemi alan yazıyor. İnanın bunları söylerken utanıyorum. “Bunu söylemek bana düşmez” düşüncesindeyim ama söylemeden de edemem. Çünkü bunların birileri tarafından söylenmesi gerekli…    

 Ah o yayınevleri yok mu? İlkokul anılarıyla yazılmış birkaç satır karalama getiren herkesin anılarını düzeltip, eklenti yaparak, bir yazar ortaya çıkarıyorlar. Türk edebiyatının ne duruma düştüğü, ya da düşeceği onların umurunda mı? Onlar para kazanmak derdinde…    

  İşte bu nedenlerle: “Ben’lik değil, Bizlik zamanıdır” diyorum. Henüz vakit varken, bir araya gelerek, hiç değilse, bulunduğumuz şehirde dişe dokunur bir şeyleri yapabilmemiz gerekmektedir. Çekişmenin, her birimizin bir başka tarafa çekip gitmesi sadece bize değil, başkalarına da zarar vermektedir.      

Evet; içinde bulunduğumuz dönemi verimsiz bir dönem olarak görme hakkım var mıdır bilmiyorum ama diğer illerle kıyaslama yaptığımda hiç birimizin bir diğerimizden farkı olmadığını görebiliyorum. Gaziantep Nasıl ise, Ankara da odur, İzmir nasıl ise, İstanbul odur. Her yerde aynı çekişme, her yerde kopmalar başlamıştır. Her yerde kısır çekişmelerle verimsiz bir dönem… “Kalıp, kalamayacak yapıtların zamana bırakılması gerekir” diyorum ama kalacak eser de kendini gösterir düşüncesindeyim.      

 Sevgili dostlar: çağrımı tekrarlıyorum. Lütfen bir araya geliniz. Sizlerin bir arada olmanız, biri birinizi tamamlayacağınız anlamına gelir ki, birlikten güç doğacağına inanıyorum      

 Saygılarımla…