Sezonun ilk çeyreğini yedik. Hatta üstüne de 2 maç.
Hakemlerin belalısı Sumudica bu 13 maçın neredeyse yarısını tribünde geçirdi.
Masa başında, saha içinde, sosyal medyada başka hocaların söylem ve eylemlerini görmeyenler, Sumudica su içse; saha kenarında su içtin diye kırmızı veriyorlar. Hani dilim demeye bir şeyler diyecek de isim koyamıyorum...
Çifte standart desen çoktan geçtik. Haksızlık desek hafif kalacak.
Ben gerçekten isim bulamıyorum yaptıklarına.
Futbolcuya her türlü gol ve galibiyet sevinci normal ama teknik direktöre yasak mı?
Adam galibiyetten sonra stat hoparlöründen çalan çiftetelli ile oynadı diye ceza verildi. :Hatırlıyorsunuz değil mi?
Bu adam böyle biri, duygularını yoğun yaşıyor. Yine buradaki sevinçleri normal. Diz açın da Romanya’daki gol sevinçlerini izleyin. Hani demem o ki onları burada yapsa direk lisansına el koyarlar...
Neyse O Sumudica bütün olan bitene inat 10 maçtır yenilmeden taşıyor takımını.
Pazar gecesi Başakşehir gibi bir takımı çok akıllıca bir taktikle, hem de Kana Bıyık sakatken yenmek her hocanın başaracağı bir şey değil.
Bu hafta rakip ülkenin en çok tartışılan takımı Fenerbahçe. Erol bulut, bulutların üzerinden 12 haftada deniz seviyesine inmiş durumda.
Dikkat edilesi bir maç. Şu an oynadıkları futbolla bizi yenmeleri mümkün değilse de başka unsurların devreye girmesinden çekinerek söylüyorum bunu.
Bu maç tüm fener medyası ve camiası için hedef karşılaşma.
Benim ne demek istediğimi herkes anladı umarım.
Bir yanda İstanbul’dan getirilen galibiyet, bir yanda iyi taktisyen Sumudica, bir yanda tartışılan Erol Bulut.
Hadi Sumudica herşeye inat yen Fenerbahçe’yi ve sana söz senle karşılıklı oynayacak tüm Gaziantep çiftetelliyi.
Ayşe, Fatma, Hayriye haydi çiftetelliye...
Aman ha bizi umsuruk etme.