Yüzlerce senedir güzel dünyamızın güzel coğrafyalarında yapılan gereksiz savaşlarda acıyı, zorluğu ilk hissedenler kadınlar ve çocuklar olmuştur. İşgal edilen topraklarda işgalciler tarafından tecavüze uğrayanlar, her türlü koşullarda beslemesi gereken bir ailelerin olması kadınların zor koşullarını göstermekte. Ama son Bosna savaşındaki kadınlar görülenin, bilinenin aksine yabancı objektifler karşısına makyajlı ve bakımlı çıktılar, nedeni ise dünya insanlarının onları perişan görmelerini istememeleri, teslim edilmiş izlenimi vermek istememeleri. Ben Afganlıları 80 li yıllarda Türkiye ye ilk gelişlerinde gördüm. Kaynaşmak amacı ile bir dostluk maçı yaptık ve bizi yemeğe davet ettiler. Gelen insanların içindeki kadınlar bu günkü koşullar kadar dışlanmamışlardı. Daha sonra o göç edenler devlet dairelerine girdi, askerliklerini yaptı, özellikle deri işlerini sarılarak ekonomik kazançlarını sağladı ve hala dericilikle uğraşanlar sürmekte, bizlerle de kaynaşmış durumdalar. Afganistan da ise Sovyet işgalinin yok denecek kadar az olması oradaki kadınların durumuna olumlu etki yapmadı. Toplumda tüm ezikliği çekerken dünyanın hiçbir yerinde olmayan dışlanmışlıklar tüm hızı ile devam ediyor. Yeni alınan kararlarda bir Afgan kadını erkek bir hastayı hastanede ziyaret edemez, topuklu ayakkabı giyerek topuk sesi çıkaramaz, müzik sesi yasak, müzik aletleri suç, kadın hastaneler dışında bir yerde çalışamaz, stadyumlarda Allahü ekber dışında slogan atılmaz, çanak antenler yasak, ötücü kuşlar halka dini unutturduğu için yasak, uçurtma yasak, nedeni ise “ uçurtma anne gibidir onu evden ayırmazsın, yani uçuramazsın, kese kağıdı yasak, çünkü; kese kağıdına kuran ayetleri yazılmış olabilir, erkek hamamı yasak, yabancı da olsa kadınların araba kullanması yasak, kadınların dışarıdaki çeşmelerde çamaşır yıkaması yasak. Ayrıca kız çocuklarının dedesi yaşında insanlarla evlendirilmeleri serbest.
Amaç; “ faziletlerin artırılması, kadının daha iffetli olması ve şerefli bir şekilde hareket etmesi “. Kamyonlar ve malzemeleri ile kentte gezen Afgan Muhafızları bu kurallara uymayanları anında kırbaçla cezalandırıyor, eşcinselleri toprağa gömüp buldozerlerle eziyor, hırsızın elini kesiyor.
Kentler harabeler halinde, ekonomi iflas etmiş durumda. 10 yıl Sovyet işgalinden sonra Amerikan baskısı Afgan kadınını – insanını yaşamından bıktırmış durumda. Peki insan merak etmiyor mu, Afganistan’ a bu ilgi neden; nedeni gayet açık, uyuşturucu, dünya afyon üretiminin yüzde 75’ i Afganistan’ da üretilmektedir, yani bu yılda 3500 ton demektir. Bu uyuşturucu geliri Afganistan da ki aşırı dinci yönetimin de gelir kaynağı oldu. Yakın zamanda Taliban lideri “İslamiyet’ e aykırı “ diye uyuşturucuyu yasakladı.
Tek taraflı bir yaşam biçimi dayatması Afgan kadınını aslında yok saymamakta, “ kadınlar çiçek gibidir, çiçeği sularsın, koklarsın, evden dışarı çıkarmazsınız “ görüşü eski Afgan Eğitim Bakanına ait. Bu açıklamadan sonra başka bir şey de söylemeye gerek yok gibi. Hangi Şeriat’ da bu anlayış var anlamak mümkün değil.
Bu nedenle kadınları bedenen farklı, düşünce olarak eşit gören toplumları saygı ile anıyorum.