Bu bana 1980 öncesi Merhum Erbakan’nın her gittiği yerde açılış ve temel atmalarını hatırlattı. İlimize bazı toplu açılışlar için gelen Sayın Başbakan, belediyelerin yaptığı bazı tesisler ile gübre fabrikasının açılışını yaparken, halkın yoğun sloganları karşısında memnun olurken, memnun olmayan  vatandaşlar da vardı.

Özellikle atama bekleyen Öğretmenler ve onların sözcüsü gibi çıkıp sesini duyurmak isteyen öğretmen adayı ve yaka paça göz altına alınması ve bir Başbakana yakışmayan azarlama “senin oyuna ihtiyacım yok” diyerek tavır sergilemesi, halbuki daha yumuşak, canın sağ olsun gibi bir tavırda sergileyebilirdi. İkincisi ise, Uğur inşaatın mağdur ettiği insanların sesini duyurmak için ortaya çıkan vatandaşın göz altına alınması, binlerce insanı mağdur eden, kim olursa olsun. Hakkında gerekli işlemin başlatılması gerekirken uğur zedelere baskı ve ev yerine aldıkları paraları soğan sarımsak parası gibi ödeme planı önlerine koyanların yaptıkları yanına kalıyor.

Bir başbakanın açılış için gelmesi deyince, benim aklıma en az üç beş bin kişinin çalışacağı fabrikalar ve barajlar ile daha önemli kuruluşların açılması gelir. Yalnız burada bir şeyi gözlemlemek gerekir. Sanki başbakan, Gaziantep’e nabız yoklamaya ve Suriye’den gelenleri ziyaret etmek amacı ile gelmiş , belediyelerin hazır ve geçmişte tamamlanmış hizmet veren yerlerinde açılışını yapmış gibi bir ortamın meydana çıkması biraz düşündürücüdür.

 Çünkü bu ile kadar gelip ilin ve ildeki bazı sorunlar hakkında bilgiler alıp mağdur olanları dinleseydi. İşte halka hizmet ve hizmet verecek olan büyük tesislerin açılışı diyebilirdik. Ama ben yine de Sayın Belediye başkanlarımıza teşekkür ederim. İleriye doğru yaptıkları hizmetler için yalnız başbakanın açılımlar ve dik duruş sözlerini kabullenmiyorum. Bu il gibi ülkenin içinde şehit olanları tarihten bu yana, bağrımızda yaşatırken, şimdi bir terör örgütüne boyun eğmek, bu halka yakışmaz. Burada asıl olan Kürt meselesi değil, bazı güçlerin dayatmasını kabullenmekten ileri geliyor.