Göç; siyasal, toplumsal ya da ekonomik nedenlerle bireylerin ya da toplulukların bulundukları, oturdukları yerleşim yerini bırakarak başka bir yerleşim yerine ya da başka bir ülkeye gitme eylemidir.

Göç hareketlerinin tarihi ise insanlığın geçmişi kadar eskidir. Bireysel göçler, kitlesel göçler, zincirleme göçler, uluslararası göçler, beyin göçü vs. gibi göç çeşitleri mevcuttur. Göçlerin temel nedenleri; azgelişmişlik, süper güçlerin doğrudan veya dolaylı olarak askeri yardımları, etnik farklılıklar, doğal kaynakların azlığı ve dünya ekonomisinin bu ülkeler üzerindeki olumsuz etkileri, savaş, olarak da sıralanmaktadır.

Mülteci, devletin kendisini, ciddi insan hakları ihlallerine karşı korumaması ya da koruyamaması nedeniyle ülkesini terk eden kişidir.

Sığınmacı ise ülkesini uluslararası korumaya ulaşmak için terk eden, ancak iltica başvurusunun bir devlet ya da BM mülteci birimi, tarafından sonuçlandırılmasını bekleyen kişi olarak tanımlanır.

Türkiye hem göç alan, hem de göç veren bir ülkedir. Türkiye bu dönemde iltica hareketlerinden en fazla etkilenen ülkelerin başında gelmektedir. Tabi ki bu fazla göç alım durumu zaman zaman ekonomik, sosyal, siyasal ve eğitimsel sorunlara da yol açabilmektedir. Mültecilerin veya sığınmacıların tek sorunu barınma ve beslenme gibi temel ihtiyaçlar değil, aynı zamanda kaliteli bir eğitimdir.

Mülteciler geldikleri ülkede gerek iş, gerekse eğitim için dil konusunda yeterli beceriye sahip değillerdir. Geldikleri ülke ile yaşayacakları ülkeler arasında takdir edersiniz ki kültür çatışması da olacaktır. Çocukların savaş dolayısıyla yaşadığı fiziksel ve duygusal tramvayı atlatmaları ve sosyal topluma yeniden uyum sağlamaları için bir de psikososyal desteğe fazlaca ihtiyaçları vardır.

Mülteci bir öğrenci ne kadar fazla sarsıntı yaşamışsa buna bağlı olarak yeni geldiği ülkeye alışma, yoğunlaşma sorunu, olayları hatırlayamama gibi sıkıntıların ortaya çıkması muhtemeldir. Çocuk mültecilerin savaş sebebiyle yaşamış olduğu travmalar eğitim aldıkları okullarda; ezber, yoğunlaşma, dikkat ve problem çözme gibi temel bilişsel becerileri de engellemektedir.

Türkiye’de zorunlu eğitim çağında bulunan mültecileri eğitim sistemine dâhil etmek için çalışmalar yürütülmektedir.

Liselerde veya Geçici Eğitim Merkezleri’nde eğitimlerini tamamlayan öğrencilere Milli Eğitim Bakanlığı tarafından denklik sınavı yapılmakta ve sınavı başarı ile geçen öğrencilere denklik belgesi verilmektedir. Bu belgeler ile birlikte gerekli şartları sağlayan öğrenciler üniversitelere başvurarak gerekli şartları sağlayanlar yükseköğretimlerine Türk üniversitelerinde devam edebilmektedirler.

Suriyeli mülteciler aynı zamanda Halk Eğitim Merkezleri tarafından açılan dil, hobi ve beceri kurslarına da ücretsiz olarak katılabilmektedirler.

Ayrıca, ‘’Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’’ tarafından organize edilen ve Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenleri ile Türkçe öğretmenlerinin görev aldığı mülteci kamplarında, mültecilere yönelik ücretsiz Türkçe kursları da verilmektedir.

Mülteci öğrencilerin Türkiye’de geçirmiş oldukları eğitim süreçleri boyunca göstermiş oldukları gelişmeler daha da ayrıntılı incelenebilir. Gelecekle ilgili planları hakkında detaylı ar-ge yapılabilir.