Sayın Tahmazoğlu, hizmetleri ile ilgili eleştirisel yazılarımızı şahsi olarak algılayıp, dikkate almasa da biz yine de görevimizi yerine getirelim.

Nuripazarbaşı Mahallesi'ni ziyaret ederseniz, orada hala yüzlerce ailenin yaşam mücadelesi verdiğine şahit olacaksınız.

Öncelikle modern bir şehir için bu çalışmanın gerekliliğine gönülden inanıyorum.  Ancak projenin aksayan yanlarını dile getiren herkesi, Sayın Tahmazoğlu, nedense projenin karşısında olarak değerlendiriyor.

**

İnsanların işe belediye girince, evlerini çok daha yüksek fiyatlarla satmaya çalıştığı ne kadar doğru ise, insanları bu gerekçe ile mağdur etmek de bir o kadar yanlış.

Mahalle sakinleri belediyenin projeye bir tüccar gibi yaklaştığına inanıyor. Sosyal devlet ilkesinin unutulduğunu düşünüyor.

Belediye yetkilileri "40 bin TL'lik yere 60 bin TL verdik." diye kendilerini avutuyor, sosyal devlet ilkesini yerine getirdik diyorlar. Ama görüyoruz ki, oradaki insanları dinleme zahmetine bile girmiyorlar.

**

Halbuki mahallenin insanı öncelikle adam yerine konulmak istiyor. Eline tutuşturulan 60 Bin TL ile, nasıl ev alabileceğini tartışmak istiyor yetkililer ile.

2-3 aile bir çatıya başlarını sokmuşken, evlerine 20 bin TL fazla vermenin kendilerinin işini çözmeyeceğini, hatta mağdur edeceğini anlatmak istiyor.

Belediyeye gittiğinde " Hak ettiğinden fazlasını verdik, daha ne istiyorsun?"  sözüyle karşılaşmaktan bıkmış mahalleli.

Tüccar gibi bir müteahhitle değil, belediye ile muhatap olduğunu hissetmek istiyor mahalleli.

Ama nerede..?

**

Bugün manşetimizde gündeme getirdiğimiz gibi; 280 metrekarelik bahçeli evine 130 bin TL verilmiş Nusret Taşdemir'in. Latife Doğan'ın 280 metrekarelik evine ise belediye şimdi 150 Bin TL öneriyor.

İkisi de aynı evsafta, ikisi de "İşçi Evleri" olarak anılan evler...

Şimdi Taşdemir'in, " Bu iş pazarlıkla mı oluyor? Ben iyi pazarlık yapamadım diye mi 20 Bin TL eksik alıyorum?" demesi suç mu?

Ya da Latife teyzenin, " Benim karşımdaki 60 metrekarelik eve 70 bin TL verdiler. Benim 280 metrekare evime 150 Bin TL veriyorlar. Bu nasıl iş, bir anlatan yok." sözüne ne demeli?

Yok mu buna cevap verecek bir yetkili?

**

Başta da dediğim gibi Sayın Tahmazoğlu, projedeki bu gibi sıkıntıları dile getirdiğimizde cevap vermiyor. İşin doğrusunu, ya da bizim yanlışımızı anlatma ihtiyacı hissetmiyor. Basın Müdürünün dediğine göre "Cevap verse, bizi muhatap almış oluyor."

**

Mahalledeki vatandaşa cevap verme, basında dile getirilen eleştirilere cevap verme...

Kendisi bilir...

Yine dikkate almasa da bu sütunlardan ileteyim;

Nuripazarbaşı sakinleri, " Biz zamanı geldiğinde Başkana cevabımızı vereceğiz." diyor...