Geçen sezon 18 kişilik kadroyu oluşturmakta zorlanan Gaziantepspor’da bu sezon lige ayrı kupaya ayrı takım çıkaracak kadar geniş bir kadro var. Ne var ki bu kadar kadro derinliğine rağmen ligin ilk 4 haftasındaki durum içler acısı. Sivas’tan hasbelkader alınan bir galibiyet, iç sahada Erciyesspor beraberliği, Fenerbahçe mağlubiyeti ve son olarak iç sahada yine bir beraberlik.
Elbette 1 puan hiç puan alamamaktan iyidir. Ancak Pazartesi oynanan Gaziantepspor-İstanbul Başakşehir maçının skoruna bakıldığında alınan bir puana sevinen varsa vah Gaziantepspor’umuzun haline.
Lige hedef koyarak başlıyorsanız ve hedefiniz ligi ilk 10 sırada bitirmekse sizden aşağıda olan takımlara değil size denk ve sizden yukarıda olan takımlara bakmalı, onları kendinize rakip görmelisiniz. Başakşehir takımı da onlardan biri. En azından iç sahadaki maçlarda bu takımlardan 3 puan alamazsak bırakın ligi ilk 10 içinde bitirmeyi, geçen sezonki gibi son haftalar matematik problemleri çözmeye başlarız.
Okan hocanın iyi niyetinden asla kuşkumuz yok. Muhakkak ki O da istiyordur takımının iyi sonuçlar almasını. Netice itibarı ile günümüz Türk futbolunda takım galip gelir “oyuncular iyi oynadı” olur, takım mağlup olursa fatura ilk başta teknik adama kesilir. Takımı iyi oynatacak, takım puanlar alacak ki O da kendisini ispatlasın, kredi notunu yükseltsin.
Elbette ki lig yeni başladı. Henüz takım oturmadı bahanesi kullanılabilir bir süre daha. Fakat unutmamak gerekir ki rakipler boş durmuyor. İnşallah Okan Hoca ideal kadrosunu oturtarak takıma arka arkaya galibiyetler aldırmaya başlayacaktır. Bu sayede bizler de tribünde rahat rahat maçımızı izlerken, takımımıza desteğimizi daha da arttıralım.
OKAN BURUK'TAN YABANCI KISITLAMASI
Ligdeki yabancı kısıtlamasına bir de Okan Hoca’nın kısıtlaması gelmiş gibi duruyor. Oynanan maçlara bakıldığında yabancı futbolcular kulübede oturtulup, yerli ağırlıklı bir kadroyla sahada mücadele edilmeye çalışıldığı görülüyor. Elbette Türk Futbolu adına yerli futbolculara şans tanınmalı bu inkar edilemez ancak yabancı futbolcular da kulübeye mahkum olsunlar diye alınmadı herhalde. Okan Hocanın eldeki malzemeden maksimum yararlanmaya çalışması gerekiyor. Unutmamak gerekir ki “işleyen demir ışıldar”.