Lige güzel giriş yapan Gaziantep FK, herkeste umut ışıkları yakınca tüm dikkatleri üstüne çekmeyi başardı. Üstelik sadece skorla değil, oynanan oyunla da bunu başardı. Nitekim böyle olunca da şehirde büyük heyecan uyandı. Eğer ki maçlar Gaziantep’te oynansaydı, taraftar tribünlerde gereğini yapacaklarına inancım tamdı. Nitekim son iki maç bizleri hayal kırıklığına uğrattı. Özellikle 10 kişi kalan Galatasaray’a karşı ders çıkarılmasını beklenirken, Ümraniye maçı tam bir hayal kırıklığı oldu.
Hani futbolda her zaman söylenir.
-iyi oynadık ama şanssızdık, kaybettik.
-Olsun, güzel oynadılar.
-Helal olsun böyle mağlubiyete kızamıyoruz, diye birbirine benzer sözler duyarız.
Ümraniye maçında ise, bu sözleri Gaziantep FK için söylemek maalesef imkansız. Lakin Ümraniye penceresi bunu fazlasıyla hak etti. Adamlar özellikle ilk yarı skoru 2-0 ya da 3-0 olabilecek iken, şanssızlık Ümraniye, şans ise Gaziantep FK da olunca ilk yarı golsüz bitti. İkinci yarı Gaziantep FK reaksiyon vermesi gerekirken, yine fiyasko yaşıyoruz. Yapılan değişiklikler ve sistemde problem göremiyorum. Lakin oyun anlayışında büyük sorun var. Bu oyuncularla ilgili mi yoksa taktik mi sormak istiyorum. Oyuncularla ilgili ise, bu ciddi problem; çünkü ligin henüz başında böyle bir şey büyük sıkıntılar doğurur. Eğer sorun taktik ise; işte bu büyük dikkat ister. 90 dakika boyunca savunma kontra denendi. Böyle bir anlayış, sonuca götürmez. Bu anlayıştan vazgeçilmelidir. Çünkü, Gaziantep FK bunu yapamıyor. Zaten 90 dakika boyuncu bu taktik anlayışıyla kimse verim alamaz. Kaldı ki Gaziantep FK birkaç atak denemesi yaptıysa da ileride çoğalamayınca hepsi karavana oldu. En iyi savunma hücumdur anlayışı benimsenmelidir. Cesaret kazanmak isteyenlerin işidir. Korkak bir Gaziantep FK görüntüsü verilmesi taktik ederseniz ki kimsenin hoşuna gitmeyecektir. Tabi ki rakipler hariç.
Asıl lig şimdi başlıyor.
Önümüzde zorlu fikstür bizi bekliyor. Transferlerin yetersiz kaldığına değinmiştim. Umarım bu bize pahalıya patlamaz. Nitekim bunun ceremesini şimdiden görüyoruz. Çünkü yedek kulübesinde oyuna hamle yapacak silahlar yoktur. Durum böyle olunca da reaksiyon kısmında sorunlar yaşanıyor. Daha büyük sorunlar yaşanmamak adına Erol Hocaya büyük işler düşüyor. Ekibiyle birlikte bunun altından kalkacaklarına inanıyorum. Aksi bir durum zaten herkes üzecektir.
Bir hususta özür dilemenin erdemlik olduğunu gösteren Erol BULUT’a açmak istiyorum. Erol hocanın maç sonunda yaptığı açıklamasını şahsen takdir ettim. Açıkçası böyle bir şey beklemiyordum. Kaldı ki geçen sezon bundan dolayı her zaman sitem ederdim. Lakin bu kez Erol hoca beni yanılttı. Ve kendisine bu açıklamalarından dolayı teşekkürü bir borç bilirim. Bu açıklaması ile taraftarın da gönlünü okşadığını açıkça söyleyebilirim.
Şimdi zorlu rotayı zorlu Trabzon deplasmanına çeviriyoruz. Trabzonspor, Pazartesi Adanademispor, Perşembe günü UEFA da Kızılyıldız ile maç yapacak ve akabinde Pazar günü ise Gaziantep FK ile karşılaşacak. Böylesine yorgun bir Trabzonspor’u her zaman yakalayamayız. Bu fırsattan yararlanarak galibiyet almamız gerekmektedir. Şimdi ders çıkarma ve ders çalışma zamanı.