Yürüyüş sporu, insanlık tarihinin en eski  sporudur. Fark edelim yada etmeyelim, gün içinde yaptığımız yürüyüşler gerçek manada spor yerine geçiyor. Daha önceki yazılarımızda da bahsettiğimiz üzere sporsuz kalan bir insanın tüm sistemleri zaman içinde erimeye mahkumdur. Bunun başında kas ve iskelet sistemi gelir. Sindirim, solunum ve dolaşım sistemleri de doğrudan etkilenen diğer sistemler arasındadır.
Yürüyüş, her bireyin yapabileceği kadar basit, hiçbir ekipmana gerek duymayacak kadar sade ve günün her saati heryerde yapılabilecek kadar kolay ulaşılabilir bir spordur.
Sanılanın aksine sadece bacakları çalıştırmaz. Yüzeyel ve derin olmak üzere ayak bileği, bacak, kalça ve sırt kasları hatta ritmli bir yürüyüşte kol ve omuz çevresi kasları dahi bu ritmik çalışmaya müdahil olurlar.
Ritmli yürümekten kasıt, düz bir zeminde( yumuşak topraklı ve taşlık olmayan) sabit hızla, eller serbest olarsk yapılan yürüyüştür. Bir elinizde 5 kiloluk bir poşetle, diğer eliniz cebinizdeyken yapılsn yürüyüşte belli bir ritmden bahsetmek olmaz. Simetriyi bozan herşey ritmi de bozar.
Yürüyüş esnasında elinizi bacağınızın ve belinizin farklı noktalarına koyun. Böylece kaslarınızın nasıl çalıştığına tanık olabilirsiniz.
Yürüyüşle iç organlarınız da harekete katılarak kendi işlevlerini daha rahat yerine getirebilirler. Evet; yürüyüş esnasında yanlızca kol ve bacaklarımız değil, aynı zamanda iç organlarımız da hareket eder. İç organların bu harekete kati surette ihtiyacı vardır. Bağırsakları ele alacak olursak durum daha net anlaşılacaktır.
Hergün bir miktar yürüyün. Otobüsten inip yürüyün, arabadan inip yürüyün ama hergün mutlaka yürüyn. İlla ki kilometrelerce yolu yürüyerek kat etmeniz gerekmiyor. Az da olsa yürümek, hiç yürümemekten her zaman iyidir.