Yürürken sağınıza solunuza bakmayın

Sokakta ayaküstü konuşmayın

Sesli konuşmayın, gülmeyin

Sokakta her hangi bir şey yemeyin, sakız çiğnemeyin

Ciddiyetinizi koruyun

 

Bacak bacak üstüne atarak oturmayın

Kapından büyük girince ayağa kalkın ve yer verin

Kalkacağınız yere oturmayın

Kapından girerken-çıkarken önceliği büyüğe verin

Büyüklerin yanında her söze karışmayın

Suyu içmeden önce, bardağı yanınızdaki büyüğe uzatın

Büyüklerin yanında çocuklara kızmayın

 

Kimsenin duyacağı şekilde şarkı-türkü söylemeyin

 

Merdiven çıkarken duvar tarafından çıkın

 

Her hangi bir şey bulduğunuzda onu duyurun, sahibi alsın

Çok acıksanız bile başkasının malına el uzatmayın

Bağda bahçede sahibinin haberi yokken yemiş yemeyin

Mülk sahibinin haberi olmadan tarlasından ot yolmayın (Yolunan otu inek yiyecek ve sütü haram olacaktır).

Devletin nasıl olsa düşüncesi ile amme malından ot yolmayın, yiyecek yemeyin. Bu şahıs malından çok daha haram ve tehlikelidir. Zira şahıs malında kişi ile helâlaşmak mümkündür. Ancak devlet malı bütün halkındır ve hangi birisi ile helalleşeceksiniz.

 

Bu öğretiler yarım yüzyıl öncesinin gençliğinin kulaklarına bazen fısıldandı bazen de haykırıldı.

Ama öğreti ne kadar benimsendi?

 

Aradan yarım yüzyıl geçti o günün gençleri, çocukları iş başına geldiler. Yönetici, eğitici oldular. Anne, baba oldular. Kendileri gibi bir neslin yetişmediğini düşündüler ve kendi çocuklarını yani gençleri eleştirdiler. Gençlerin her adımında kusur aradılar.

Ama kendilerini eleştirmeyi düşünmediler.

 

Beğenmedikleri, eleştirdikleri gençliği kendileri yetiştirmişti.

Evde anne ve babalar, okullarda öğretmenler; idareciler, yöneticiler, politikacılar, karar alma organları hepsi bu gençliği yetiştiren ve gençliğe yön veren bir önceki nesildi. Bu gençlik huysuz, arsız, ırsız, hırsız ya da beğenilmeyen hangi davranışın sahibi ise, aslında o davranışların sahibi onları yetiştiren bir önceki nesildi. Bu nesil bir önceki neslin aynasıydı. Tıpkı daha önceki neslin aynası bugünün büyüklerinin olması gibi.

 

İnsanın kendisinde kusuru görmesinden, gördüğünü dile getirmesinden başkasını suçlaması daha kolaydır. Sorumluluğun yükünü daha az hissetmektir. Ama bu güçler karşılaşması değildir. Bu geleceğe yürüyen, geleceğin sahibi nesil ile atası neslin toplandığı ortak yaşam alanıdır.

 

Gençleri eleştirilirken onların yaşam karşısında henüz deneyimsiz olduğu akıldan çıkarılmadan; sevgili büyükler, gençlere, çocuklara iyi modeller olabilir ise geleceğin büyükleri daha güzel günleri görecektir.

Zira onlar zekâlarını kullanmayı, insanları sevmeyi biliyorlar.

Ötesi…

 

Sevgiyle