Medyanın çocuklar üzerinde bazı etkileri bulunmaktadır.

Bunlar çocukların hayatını şu araçlar sayesinde etkilemektedirler:

Radyo, gazete, dergi, sinema vb.

Bunlar iyi hazırlanmış içerikli ve sunum biçimleriyle bireyleri etkisi altına alabilirler. Doğru olarak kullanıldığında iyi bir eğitim aracı ve kişilik gelişimi için önemli rol oynarken, kötü amaçlarla kullanıldığında veya çocuğun gelişim dönemine uygun olmadığı taktirde bazı uyumsuz davranışlar oluşmasına, neden olabilirler.
**
Her birey için büyümek ile gelişmek paralel olarak gitmeyebilir.

Çocuk büyürken, gelişimi az yada çok olabilir.

Gelişmenin yeterince olabilmesi için yazılı kültür denilen kitap, gazete, dergi,vb. yayınları izlemesi ve okuması gerekmektedir.
**
Dünyanın birçok ülkesinde, kötü edebiyatın, eserlerin, suça yol açan bir etken olduğu, kanlı katilleri hikaye eden, müstehcen öykü ve resimleri içeren yayınların, polis hikaye ve romanlarının suçluların tavır ve hareketlerini öven yayınların suç işlemede önemli rol oynadığı ileri sürülmüş;

bu konuda özellikle cinsel merakları uyarmak suretiyle gençleri kötü yola sürükleyen müstehcen yayınlar üzerinde durulmuştur.
**
Gazete ve dergilerin ise suçluluğu yaygınlaştırmak konusundaki etkileri şöyle açıklanabilir:

suç tekniğini öğretmek; Suçu olağan, çekici, hatta heyecanlı, yararlı bir faaliyet olarak göstermek, suçluya saygın bir kişilik vermek; suçluyu cana yakın, sempatik bir kişi olarak sunmak; adaletten kurtulmanın kolay olduğunu telkin etmek; adalet mekanizmasını ve polisi gülünç şekillerde göstermek; suçun adeta reklamını yapmak ve ücret aracı haline getirmek,vb...
**
Amerika gibi basının toplam tirajının yüz milyonlara yaklaştığı bir ülkede müstehcen, cinsiyeti tahrik edici, suçluluğu ve haydutluğu renkli faaliyetler şeklinde göstermeye elverişli yayınların çocuklar ve gençler üzerinde ne korkunç etliler yapabileceği açıktır.

’’Comic Books’’ adı verilen resimli serüvenleri hikaye eden kitaplar ve gazetelerdeki resimli romanlar, hikayeler bugün yalnız Amerika’yı değil, ülkemizin büyük kentlerindeki çocuklu ailelerin evlerini istila etmiştir. Araştırmalar göstermiştir ki, uyumsuz, ruhen ve aklen sorunları olan çocuklar büyük bir olasılıkla bu tür kitap ve gazetelerin tutkunu olmaktadır.

Televizyon, Çocuk ve Şiddet

Televizyon karşısında en savunmasız kalan ve onun zararlı etkilerine en fazla maruz kalan kitlenin çocuklar olduğu sayısız araştırmacı ve bilim adamı tarafından dile getirilmektedir.

Türkiye’de ve dünyada, çocukların televizyondan nasıl etkilendiklerini,  bu etkilerin çocukların ruh sağlıkları ve davranışları üzerinde nasıl değişmelere yol açtığını anlamak üzere sayısız araştırmalar yapılmıştır.

Çocuk gözlerini yaşama açtıktan sonara televizyon cihazı ile burun buruna gelir.

Çocuğun televizyondan en fazla etkilenen ve onun karşısında en savunmasız durumda olan kitle olması aslında televizyonun bir tercihi değildir.

Çoğu zaman yaşadığı aile ortamı gereği televizyonla en çok çocuğun baş başa kalması, programları en dikkatli onun izlemesi, orada gördüklerini tekrarlaması, ondan en fazla ve en derin etkilenen kitle olması sonucunu getirmektedir. Bilim adamları, psikologlar, pedagoglar bu etkilerin neler olduğunu anlama ve bu zararlardan çocukları koruma adına çeşitli çalışmalar yapmaktadırlar. Özel televizyon yayınları da cinsel içerikli programların yanı sıra en çok tartışılan konu şiddet içerikli filimler olmaktadır. Uzmanların büyük çoğunluğu şiddet filmi seyretmenin çocuklar üzerinde olumsuz etkileri olduğunu öne sürmektedir. ’Otuz yıllık araştırma sonuçları televizyondaki şiddetin zararlı etkilerini doğrulamaktadır’.

Amerikan Akıl Sağlığı Ulusal Enstitüsü’nde yayınlanan bir raporda;

’On yıldan daha fazla bir süreden bu yana yapılan araştırma sonuçlarına göre televizyondaki şiddetin çocuklarda saldırganlığı artırdığını biliyoruz’’ denmektedir.

Çocuklar ve gençler genellikle yeterince kitap ve gazete okumadıklarından, onlar için öncelikle televizyon güçlü ve güvenilir bir bilgi kaynağı olmaktadır.

Çocuklar ne kadar zeki ve meraklı olursa olsunlar, yaşlarına özgü nitelikler nedeniyle, düş dünyası ile gerçek dünyaya ilişkin şeyler arasında, filmin yada yazarının verdiği mesaj hakkında bir ayrım yapabilmek için yeterli bir yorumda bulunma becerisine henüz ulaşmamışlardır.

Dolayısıyla düşünsel gelişimleri için çok az kullanacakları yada hiçbir işlerine yaramayacak birtakım film  ‘’kahramanları’’nın bombardımanına uğramış olurlar.