Asrın…

Belki de, bundan sonraki asırlarda dahi yaşanmayacak bir felaketle karşı karşıya insanlık!

Bu yaşanan felaket sonrası dünyamız dünkü ve bu günkü dünya olur mu, bilmiyorum, bilmekte mümkün değil gibi…

Belki de, bu günleri yaşayan, bugünün biz dünyalılar; yarın, KORONAVİRÜS belasından kurtulduğumuzda:

Dünde kalan bu günleri; ya özlemle arayacak, anacağız ya da, dün ne kadar basit, ne kadar banal bir yaşamımız var(mış)dı diyeceğiz…

Şimdilik…

Anlaşılan o ki, bu beladan kurtulmanın tek yolu:

Bilim insanlarının tavsiyelerini dinlemek, bu konuda azami dikkati göstermek:

Genç- yaşlı herkesin birbirleriyle olan irtibatlarını asgariye indirmek, özellikle yaşlı ve hastaların evlerinden dışarıya çıkmayarak…

Ve de kapısına kadar gelen gençleri kapıdan içeriye almamak!

Lütfen bu tavsiyeleri önemseyelim!

Bu tavsiyeleri önemseyeceğiz!

Bu tavsiyeleri önemsemeliyiz!

Ayrıca…

Lütfen sabırlı olalım!

Sabırlı olacağız!

Sabırlı olmalıyız!

İnsanlığın bu beladan kurtuluş yolu; itidalli hareket etmek ve de kişinin kendi kendinin doktoru olması!  

XXX

Görünen o ki… 

Bu ne idüğü belli olmayan koronavirüs denilen bela, biz dünyalılar üzerinde onulmaz yaralar açacak ve bir şekilde yaptığı tahribatları geride bırakarak yok olup gidecektir!

De…

Yarının dünyalıları…

Sanırın dünyamız var oldukça da, kendini her şeyin üstünde gören günümüz dünyalılarının asırlar sonra; çektiğimiz acılarımızı, çaresizliklerimizi, ibretle konuşulacaklar!

Kimi konularda insanoğlunun nasıl aciz kaldığını, kendi günlerine ibretle nesillerine nakış nakış işleyerek, yaşam gerçeklerindeki olağan hataları asgariye indirmeye çalışacaklardır!

XXX

28 Mart…

Kötü bir gün…

Gaziantep Milli Eğitim Camiasının dünden kalanlarının; “vay, Yaşar Bektaş Beyde mi ölmüş? Allah rahmet eylesin” diyeceklerini umduğum bacanağım Yaşar Bektaş vefat etti.

Allah rahmet eylesin!

Mekânı cennet olsun!