Kadına yönelik şiddetin toplumsal şiddeti, kötülüğü, nefreti yeniden üreten boyutu, toplumsal yansımaları ve bireyin gördüğü zarar olarak iki yönlü etkisi bulunmaktadır. Kadının şiddeti yoğun olarak yaşaması, tüm toplumu etkileyen ağır sonuçları da beraberinde getirmektedir. Şiddeti yaşayan kadınların çocukları da ya istismar edilmekte ya da o şiddeti bizzat yaşamaktadırlar. Ya da en azından görgü tanıklarıdırlar. Yapılan araştırmalar sonucunda bu çocukların yüzde 85’in şiddetin potansiyel uygulayıcıları ya da kurbanları olarak yetiştikleri tespit edilmiştir.

İnsanlar uzun zamandan beri, bu konuyu işleniyor, tartışılıyor , bir karara varmış, varmış varmasına da, bu şiddetin, her türlüsünü önleyememiş insanlar, kadına şiddetle topluma şiddet eşdeğer, gerek siyaset gerekte toplum olarak bu konuyu detaylıca irdelesek, konuşsak, ama olmuyor işte!

Hep insanlar ben dememeli. Sabırsız olmamalı; öfke hakim olmamalı. Toplumumuzun dinamitleri, şiddetle değil! “Cennet annelerin ayakları altında olan nadide çiçeklerimize kıymasa örselemese her şey güzel olacak, bazen karşı taraf, bazen de bu taraf, bir biriyle konuşurken, biri dinlese diğeri konuşsa, diğeri konuşurken, karşı taraf dinlese, bu tür olaylar olmasa şiddet toplumu hakim olmasa; sevgi, barış hakim olsa olmaz ki!