Lawrence Anthony adında bir çevre korumacı, Afrika'da yaşadığı evde ani bir kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi.

Fillerle iletişim kurabilmesiyle, kontrol edilemez derecede agresif filleri sakinleştirmesiyle bilinen Anthony, birçok filin hayatta kalmasını sağlamıştı.

Arazilerine girdiği için, veya saldırdığı için insanlar tarafından vurulan filler, Anthony sayesinde sakinleşmiş ve insanlar için herhangi bir 'tehdit' olmaktan çıkmışlardı.
Şaşırtıcı olan olay ise, Anthony'nin ölümünden 12 saat sonra yaşandı.

Anthony’nin ölümünden sonra evine, kurtardığı fillerden bir grup tek sıra halinde yürüyerek geldi.

12 saatlik mesafeden geldiği sanılan bu filler, 2 gün boyunca evinin etrafında kaldılar.

Bir gün içerisinde başka bir yerden bir fil sürüsü daha geldi,

Onların da katettiği mesafeye bakıldığında, yola Lawrence Anthony'nin öldüğü an çıktığı anlaşıldı.
Bu iki fil sürüsü, kendilerine bakan, iletişim kurabildikleri, sevdikleri insanın ölümüne yas tutmaya gelmişlerdi.

Filler, ölüme yas tutan ender hayvanlardandır.

Onlar, ölü fil gördüklerinde kendi gruplarından olsun olmasın, yas tutarlar, bedeni açıkta kaldıysa ölü filin üzerini dallarla ve yapraklarla örterler.

 Aynada kendilerini tanır, suyu daha sonra içebilmek üzere çukurlara gömerler. İnanılmaz bir hafızaya sahiptirler.

Anlaşılan o ki, bağlantı kurdukları bir kalbin durduğunu kilometrelerce öteden hissedecek kadar hassaslar.

Anthony'nin öldüğünü nasıl anladıkları bir soru işareti,

Ama aynı zamanda da gelişleri, kalbin enerjisinin/iletişiminin tür farkı gözetmeksizin, çok geniş bir alana yayıldığının da kanıtı.

***

Bir fil olamayız elbette ama en azından keşke bir filin yüreği kadar yüreğimiz olsaydı. Gönül borcu nedir, bilseydik.

***

Bu bilgeleri internetten edindim. Günümüzde hala internetin yararlarına inanmayan ve çağın bu güzel buluşuna öcü gibi bakanlara şaşıyorum.

İnterneti bir çöplük olarak niteleyenler var.

Doğrudur. Ama dünya da bir çöplük değil mi zaten. Adam olalım da biz o çöplüğün içinde yetişen gülleri derelim.

İnternet aslında binlerce ciltlik bir ansiklopedidir. Kullanmayı bilirsek, bu ansiklopedinin içinden bize gerek olanları arar bulursak, sanırım düşüncemiz değişir, interneti severiz, çağdışı yaşamaktan kurtuluruz.