Adana Demirspor maçından farklı mağlup olduktan sonra Altay’ı farklı mağlup etmek yaraları çok hızlı sardı. Galibiyet almanın yanı sıra Gaziantep FK’nın oyun anlayışı ve bu oyun anlayışından kopmadan istikrarlı bir şekilde maçı tamamlaması göze hoş görünen yanı oldu. Tabi ki bunlar tesadüfle olan şeyler değil. Erol Hoca doğru kadro seçimiyle ve hamleleriyle galibiyeti sonuna kadar hak ederek aldı.
Maxim’in dönmesiyle Erol hocanın eli güçlendi ve işi daha da kolaylaştı. Çünkü orta sahanın daha derli toplu olduğu gibi takımın hücumda etkinliğini net bir şekilde gördük. Üstelik bu hücum ataklarını artırmakla da kalmadığı gibi etkili hücum atakları da izledik. Bir kez daha anlıyoruz ki Allah sakatlık vermesin, Maxim sakatlanırsa işimiz sakat. HOŞ GELDİN MAXİM.
Sadece buna bağlamak tabi ki doğru olmaz. Erol hocanın ilk on bir tercihinde en başta belirtmek isterim ki; Oğuz’un yerine Kitsiou ile başlamasıydı. Nitekim bunun faydasını kazandırdığı penaltı ile oyun içindeki sürekli hareketliliğiyle de gösterdi. Böyle bir silahın varken Oğuz’u oynatmak futbol katilliğidir. Umarım tekrar katil olmazsınız, hocam. Ayrıca hiç beklenmeyen bir şekilde Djilobodji’nin yedeğe alınıp, yerine Toşca ile başlanması şok etkisi yaratsa da yerinde bir tercih olduğunu gördük. Djilobodji her ne kadar iyi bir oyuncumuz olsa da son maçlardaki düşük performansıyla bizleri şaşırtmıştı. O sebeple tercihini Toşca’dan yana kullanması hem takımda tatlı bir rekabet ortamı yaratacağı gibi, forma savaşının bir öncülüğü olacaktır.
Bu kadar güzel hamlelerin yanında hepimizin merak ettiği bir husus var. Sayın Erol hocam, Börven nerde, neden oynatılmıyor? Geçen hafta da söyledim. Börven varken Kenan ısrarınız neden? Börven ile ilgili açıklama yapmanızı bekliyoruz. Aksi halde kafalarda şahsi sorunlarınız olduğuna dair şüpheler oluşacak. Böyle bir şeyin olmadığını umut ediyorum. Böyle bir şey olsa bile şahsileştirmek yakışmaz. Bu benim varsayımım, yanıldığımı görmek en çok beni mutlu eder. Tekrar söylüyorum hocam, Kenan ısrarınızda vazgeçip, Börven’i değerlendirmelisiniz.
Milli takım arası bütün takımlara yarayacaktır. Aradaki fark, takımdaki eksikleri görüp ona göre çalışmak olacaktır. Bizim şuan için en önemli eksiklerimizin başında duran toplar organizasyonları geliyor. Bu hususa ağırlık verip, çalışılması gerekir. Öyle tahmin ediyorum ki hocamızın sezon başından beri takımın bu hususta etkisiz olduğu gözünüzden kaçırmamıştır. Duran top önemsiz bir şey değildir. Yeri gelir maçı kazandıran tek şey duran toptan gelen gol olacaktır.
Şimdi hep birlikte A Milli takımımızın Dünya Kupası için girdiği kritik viraja motive olma zamanı. İmkanı olanların statta, olmayanların da ekran başında full desteğiyle iki maçı da kazanmamız dileğiyle. Böylelikle 2002 yılından beri Dünya Kupasına katılamayan ve hasret kalan milletimizin hasretini bitirme zamanı olmasını yürekten diliyorum.
Mutlu haftalar diliyorum.
