“Sağlık Müdürlüğündeki şube müdürlerinin durumunu kamuoyuna bildirmenizden dolayı sizi tebrik ederim. Ancak ekli  Oktay Bey’in soru önergesinden de anlaşılacağı üzere 02.11.2012 tarihinden geçerli 663 sayılı KHK gereği Türkiye’nin tüm il ve ilçelerindeki hastane müdür ve müdür yardımcılarının ‰ 80 ‰85’i ile sözleşme imzalanmadı ve bu arkadaşlar İl Sağlık Müdürlüklerinde ARAŞTIRMACI oldular, maaşları düştü ve sabitlendi. 2013 Ocak ayı itibari ile zam bile verilmedi. Bu konuyu da yazarsanız memnun olurum.”

 

Bu yorumlar karşısında başka bir şey eklemeye gerek var mı?

Aslında bu ve buna benzer haksızlıklara uğrayan meslek gruplarının yapmaları gereken şeyler, herkesçe bilinen ve çok da sır olmayan şeyler.

 

Bunlar neler mi?

 

İlki, haksızlığa uğrayan kişilerin, haklarını idari yargı yoluyla aramaları.

İlgililer bu yola, Anayasa Mahkemesi yoluyla, başvurmuşlar.

İkincisi, sendikaları aracılığıyla kamuoyu yaratmaları.

Bu yol da denemiş ve halen denenmeye devam ediliyor.

Üçüncüsü ise daha lokal sorunlarla, daha etkili olarak ilgilenebilmek için “Dernek” kurmak.

Milli Eğitim Bakanlığı, merkez ve taşra teşkilatında görev yapan il müdürü, müdür yardımcısı ve şube müdürlerinin kurmuş olduğu, “Uluslar arası Eğitim Yöneticileri Derneği”(UEYDER) bu konuya, güzel bir örnek teşkil ediyor.

 

Daha önceki yazılarımda ifade ettiğim gibi, Milli Eğitim Bakanlığı şube müdürleri de benzer haksızlıklara uğradıklarında,(yer değiştirme haklarının gspı, görevde yükselme haklarının alınması, maaş ve özlük haklarında gerileme vb.) sözünü ettiğim derneği kurdular. Bu dernek aracılığıyla hem deneyim paylaşımı yapılıyor, hem de hakları için kamuoyu oluşturuluyor. Örneğin, bu derneğin çalışmaları sonucunda, MEB şube müdürlerinin maaş ve ek ödemelerinde ciddi artışlar gerçekleşti.

 

Yazımı, yine “sizden” bir mesajla sonlandırıyorum;

“Sadece şube müdürleri değil, idari il sağlık müdür yardımcıları, hastane müdürleri, hastane müdür yardımcılarının hepsi araştırmacı oldu, maaşları donduruldu.  Kafalarına göre atadıkları yeni idarecilerle sözleşme yaptılar.

Susmayın!

Sustukça bir gün hukuk herkese lazım diyecek konuma gelirsiniz.

Mağduriyetler anlatılmış da ne olmuş?

Bunu herkes biliyor.

Şimdi tepki zamanı olsa gerek…”