Sezon sonuna iki hafta kala tüm tartışmaları bir kenara bırakıp, bu iki haftayı nasıl lehimize çevirebiliriz bunun planlamasını yapmalıyız.

Öyle ki; Takım kötü yönetilmiş olabilir, futbolcular iyi performans göstermemiş olabilirler. Şimdi bunları bir kenara bırakıp, yek vücut olmalıyız. Hayırlısı ile takımımız Gaziantepspor’u ligde kalmasını sağladıktan sonra elbette bu işin sorumlularından hesap sorulacaktır. Ama şimdi bunun ne yeri ne de zamanıdır.

Pazar akşamı saat 19:00’da Eskişehirspor ile yapacağımız karşılaşma bana göre ligde tutunma adına vereceğimiz en önemli maç olacak.

Bu sebeple takımdaki top toplayıcıdan tribünlerdiki seyirciye kadar, yönetimde görev alan yöneticilerden yerel medyada görev yapan basın mensuplarına kadar hiçbir polemiğe hiçbir tartışmaya mahal vermeden Gaziantepspor’un Spor Toto Süper Lig’de tutunması adına bu birliği sağlamalıyız.

Görüşme yaptığımız taraftarlar, anlaşıldığı açıklanan Sergen YALÇIN’ın sezon sonunu beklemeden bir önce takımın başına gelip elini taşın altına koymasını istiyorlar.

Ki bunu Sergen YALÇIN kendi geleceği için de yapmak zorunda diye düşünüyorum. PTT 1. Lig’e düşmüş bir takımı çalıştırmak bir teknik direktör için popülerlik açısından çok da anlamlı olmaz.

Bu sözlerimden PTT 1. Lig’de görev yapan değerli teknik adamlar sakın alınmasınlar. Onlar da kutsal ve saygıyı hak edecek işler yapıyorlar.

Benim anlatmak istediğim Spor Toto Süper Lig’de mücadele eden bir takımın bu ligde kalmasını sağlamak ve önümüzdeki sezon da mücadele edip en azından vitrinin en önünde durmaktı.

Dediğim gibi gün çekişme günü değil, birlik günüdür. El birliği ile ve tek yürek şeklinde bu kritik iki haftayı galibiyetle kapatıp, hiç kimseden medet ve himmet beklemeden kendi göbeğimizi kendimiz kesmeliyiz. Zaten Gaziantepspor camiasına yakışan da budur.