GİZLİ NE EKERSEN APAÇIK O BİTER.                          

                                                                               Mevlana

Yargılarımızı genellikle görünüşe bakarak yaparız. Görünüşün arkasında bir öz olduğunu düşünmeden. Oysa, az bir düşünsel çaba, görünüşte çakılıp kalmaz, görünüşün, bir özün görünüşü olduğunu sezer ve ona doğru ilerleyerek gerçeği kavramaya çalışır. Böyle olsa da, bu kadar çabayı gösteremeyeler sadece eğitimsiz ya da okumamışlarımız değil, çoğu zaman ülkenin en aydın görünenleridir.

Öz ve görünüşü birbirine bağlayamamak çoğu zaman bir felaketle sonuçlanmaz. Eğer bir ülkenin kaderi ile ilgili değilse.

 Tekrarlanan süreçlerde önümüze çıkan görünüşün gerçek olduğuna birçok kez inanırız, ama kerelerce yanıldığımızı anladıktan sonra görünüşün geçici olduğunu, gerçek olmadığını, onun arkasında bir öz bulunduğunu ezberleriz. Ezberlemek bilmek değildir. Ancak yine de bu süreçteki gizlenen özün her olayda görünüşün arkasında olduğunu unutmamalı ve daha baştan her olguya bu ön bilinç ile yanaşarak, yanılgıların tekrarından kurtulamayız.

AKP Türkiye’deki demokratik gelişim düzeyini ilerletme vaadi ile ortaya çıkınca, bu görünüşün arkasında başka bir özün olabileceğini düşünenlerimizin pek çok olamayacağı anlaşılabilir. Çünkü öz ile görünüş arasında bir bağıntının zorunlu olduğunu alışkanlığın ötesinde biliyor olmayı herkesten bekleyemeyiz. Âmâ ülkenin anlı şanlı Altanlarından, pardon ‘aydınlarından’ da beklemeli değimliydik. Avrupa’nın sosyal demokratlarından, yeşillerinden beklemek hakkımız yok muydu?

Öz görünenin arkası ise, vaatleri görünen olarak değerlendirirsek, öze asıl niyet diyebiliriz. Asıl niyet keyfi bir şey değildir, bir düşünce ve değerler sisteminin zemin olarak bulunduğu yerden çıkar. Ve bu zemin ne ise ondan ortaya çıkacak olan niyet de kendisinin cinsinden, karakterinden ve özelliğinden olacaktır. Bir zeminden ancak onu yansıtan niyet çıkabilir.

AKP kadrolarından ileri demokrasi bekleyenler, AKP zihniyetinin on yıllardır oluştuğu zeminden, yani dogmadan, yani şeyhe bağlılıktan, demokrasinin çıkacağını neye dayanarak neye dayanarak umabilirler.

Niyet kendini oluşturan temel hilafına oluşamaz. İdeolojik temelin bir günde binlerce insanda birdenbire değişeceğine inanmak, değişimin mekanizmasına ilişkin zerrece bilginin olmadığı anlamına gelir.

AKP’nin  ‘bir alanda’ gizlice ektikleri şimdi apaçık ortaya çıkmıştır. Ortaya çıkan ve apaçık görülen şey, ekonomik politikalarını uygulanmasında ne kadar hukuk dışı ve devletin ekonomik varlıklarının kendileri lehine yağmalandığıdır.

Henüz apaçık ortaya çıkmayan yağmalar ise ortaya çıkacakları günü beklemektedirler. Yağma sadece ekonomik alanda yapılmamıştır. Halkların, ekonomik birikimler dışında başka alanlarda da birikimleri vardır. Eğitim alanında, hukuk alanında, din alanında ve öteki etik alanlarda.

Hukuk alanında ülke birikimlerinin nasıl yağmalandığı da apaçık görünmeye başlamıştır, ama eğitim birikiminin ve dış politikalardaki kültürel birikimlerin ne kadar ve nasıl yağmalandığı henüz ortaya çıkmamıştır. Aslında, henüz her alanda hasat mevsimi gelmiş değildir. Hasat mevsimi geldiğinde AKP’nin yıllardır uyguladığı politikadan neler çıkacağını görerek, nasıl aldatıldığımızı daha iyi anlayacak ve ekilenle hasat arasındaki ilişkiyi daha iyi kavrayacağız. Ancak umudumuz odur ki ezberleyerek değil, bilerek. Coşkun özdemir.felsefeci.