Gerçekten bilemiyorum…

Defalarca yazdım. Defalarca dile getirdim. Gerçi bizim yazılarımızın tee… Ankara’ya ulaşması ne mümkün. Ancak, aynı konuyu işleyen o kadar ulusal yazarlar var ki, bunların “aman yapmayalım!” demeleri de dikkate alınmadı.

 

***

 

Uğraşmayalım şu eğitimle, maarifle…

Ama ne hikmetse herkes işi gücü bıraktı, eğitimin her kademesine el atıldı.

***

 

Hele şu el kadar çocuklara çektirilen çileler…

Bunun nedenlerinin açılımı bu kadar ucuz, bu kadar basit olmamalı. Daha doyurucu, daha içe sinen bir açıklama olmalı.

“Sıcakta soğukta, karda yağmurda çocukları sıraya diz Türküm, doğruyum dedir. Bununla milliyetçilik olmaz.”

 

***

 

 Her önüne gelende öğretmen olmamalı, o kutsal görev herkese verilmemeli.

Çünkü bir öğretmen o yavruların yetiştirilmesinde ehil olmalı. O pırıl pırıl henüz el değmemiş bakir beyinleri ana babaları:  “Al öğretmen hanım, al öğretmen bey çocuğumu vatana millete yararlı bir insan olarak yetiştir, eğit” diye teslim eder.

Bu nedenle, öyle her önüne gelen de öğretmen olmamalı. Öğretmenlik-eğitmenlik vebal isteyen, dünyanın en kutsal mesleği. 

 

***

Bu ülkede doğmuş, yarın Türklüğüyle gurur duyacak bir sabinin:

“Ben Türküm, Türk doğdum, bununla da iftihar ediyorum” diye haykırmasında ne yanlış olabilir?

“Doğruyum” diyerek doğru olmayı, doğruluğun hasletlerini bu yaşlarda öğrenmesinde ne yanlış olabilir?

Büyüklerini saymak gerektiğini, küçüklerini sevmek durumunda olduğunu bellemesinde ne sakınca olabilir?

Ülkesinin ileri gitmesi için, ülkesinin muasır medeniyeti yakalaması için çok çalışması gerektiğini bellemesi, bunun kendisi için bir mecburiyet olduğunu bilmesinin o sabiye ne gibi zararı dokunur?

Tabii bütün bunlar öyle sıraya dizilerek, haykırmakla kalmamalı.

 

***

 

“Al sana hazır bir beyin, buna:

Vatan millet sevgisini aşılayarak şekillendir. Büyüğüne saygıyı, küçüğüne sevgiyi, yeri geldiğinde vatanı için ölmesi gerekirse ölmesi gerektiğini öğret” diye görevlendirilen, bu görevi de kabul eden eğitmen-öğretmen, verdiği eğitim sırasında bu hasletlerden bahsederse, bu haykırmalar bir anlam kazanır. Karda yağmurda, sıcakta soğukta boş yere durmamış olur.

 

***

 

Yine yineliyorum…

Bırakın şu eğitim ve sistemiyle uğraşmayı.

Bu gün her ne gerekçeyle olursa olsun, değiştirmeye çalıştığınız sistemle, şu andaki makamlarda, koltuklarda değil misiniz?