Daha önce şike soruşturması ile ilgili “dağın fare doğuracağı” öz deyişini belirtmiştim. 3 Temmuzdan bu yana devam eden şike soruşturmasında Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK), bir gece vakti, yangından mal kaçırır gibi, hatta kimsenin duymasını istemediği bir şekilde, gece vakti kulüpler ve kişiler hakkında kararını açıkladı. Başta günlerdir insanları oyalayan bu konuda sportif anlamda hiçbir kulüp ceza almadı. Adı en çok geçen Fenerbahçe Spor Kulübü ve Aziz YILDIRIM ceza almadı. Şekip MOSTUROĞLU 1 yıl, İlhan EKŞİOĞLU, 3 yıl, Cemil TURAN 1 yıl, yine özellikle belirtiyorum sportif anlamda hak mahrumiyeti cezası aldılar. İşin hukuki boyutu sürmekte.

Bu cezalardan en çok etkilenen İstanbul Büyükşehir Belediye Spor forması altında o yıllar aktif olan İbrahim AKIN’ a 3 yıl karşılaşmalardan men cezası verildi. Ve dağ apar topar, perde arkasında ki pazarlıklar sonucu ( CAS dan Fenerbahçe’ nin itirazının geri çekilmesi gibi ), ( oysa bu konuda Fenerbahçe’ li yöneticiler “ namus meselesi “ demişlerdi)  fare doğurmuş oldu.

 Parasal anlamda yüz binleri etkileyen, günden oluşturma anlamında da milyonları etkileyen bu karar ne kadar doğru, ne kadar yanlış her hafta paraları iddia kuponlarına basan sade vatandaşımız değerlendirmeli.

 İşin ahlaki boyutunu sportif ve hukuki boyuttan daha çok önemsediğim bu konuda, insanların rekabet eşitliğini paranın gücü ile  ortadan kaldırması veya kaldırmaya çalışması küçük umutlarını kuponlara bağlayan insanları dolandırmak anlamı taşımaktadır.

Kişiler gelip geçicidir, kulüpler kalıcıdır, kalıcı ve evrensel değer taşıyan bu kulüplerimiz işin etik yönüne, yani eşit mücadele etme yönüne bu hatalardan ders alınarak daha çok önem vermelidirler. Biz taraftarlar gerçek bir taraftar gibi maçların sahada eşit koşullarda kazanılması görüşündeyiz. Bunun dışında buradan gelecek para olmaz olsun.

“İnsanların yaptıkları yanına kar kalır mantığı” , benim gibi yüz binleri spor karşılaşmalarını izlemeden soğutur ki bu yıl play-off sistemi “minareye kılıf uydurma” anlamında yürürlüğe girmiştir ve takımlar, yani lig dökülmektedir. Sistem sorununu ( play-off ) ayırmakla birlikte kaliteli dünya liglerine artık kolay ulaşan biz izleyiciler kıyas yöntemi ile ligimizin ne kadar kalitesiz olduğunu kolay görmekteyiz.

Önerim; kulüplerin ve Futbol Federasyonunun dolayısı ile hakemlerin etik değerler önemsenerek yeniden yapılanması. Bu anlamda UEFA’ nın alacağı karar çok önemli. Kurunun yanında yaş da yansa bile İyi bir ceza ilgililerin aklını başına ancak getirir gibi geliyor bana yoksa başladığımız yere sürekli geri dönmek ancak sağlıksızlıktan beslenenlere yarar. Bu anlamda UEFA kararları ve şike davasındaki hukuki sonuçları tahmin etsem de ilgi ile bekliyorum. İşler umduğum gibi gitmezse futbol izlemeyi yaşamımdan kendi adıma çıkaracağım. Ülke futbol dışındaki branşlarda daha başarılı bunu da özellikle belirtmek isterim…

 

Hafta sonu Galatasaray 18. Şampiyonluğunu kazandı. Zorlu bir süreç sonunda bu yıl rakiplerinden genel olarak daha derli toplu futbol oynayan Galatasaray’ dı ve hak ettiği bir başarı elde etti. Maçtan sonra gereksiz yere çıkan olaylar hiç hoş değildi. Kısa bir tören ve Fenerbahçe seyircisinin rakibi taktir etmesi bir başlangıç olabilirdi ama öyle olmadı. 12 yaşında bir çocuk yaşamını yitirdi. Böyle başarılar insan yaşamından önemli değil, sanırım bunu anlamaya başladığımızda bazı şeyler değişmiş olacak, bu anlayış şimdilik yok. Olaya sportmenlik çerçevesinde yaklaşan taraftarları kutlarım.