Akıcı okumanın, okuduğunu anlamayla; okuduğunu anlamanın, akademik başarıyı arttırma ve problem çözmeyle; evde en az yirmi beş tane kitaptan oluşan bir kitaplık bulundurmanın o evdeki çocukların akademik, sosyal ve kültürel becerilerini arttırmayla ve son olarak da kendi dilinde okuduğunu anlamanın kitap okuma alışkanlığı ile doğrusal ilişkisi birçok araştırmada ortaya çıktığı gibi, PISA ve TIMMS sonuç raporlarında da tespit edilmiş durumda.
Okuma alışkanlığı konusunun çok boyutlu olması ve çocukluktan yetişkinliğe herkesi ilgilendirmesi anlamında toplumun bütün bireylerinin titizlikle üzerinde kafa yormasını gerektiriyor.
Okul öncesi dönem ve ilkokul dönemi çocukların okuma alışkanlığını kazanmalarında veya kitap okumaktan uzaklaşmalarında çok önemli bir dönem. Bu dönemlerde yapılan olumlu etkinlikler çocuklara kitap okuma alışkanlığı kazandırdığı gibi, yapılmaması gereken davranışları yapmak da onları ömür boyu kitaplardan uzak kalma sonucuna yol açabilir.
Bu yazımızda biraz da kulağımızı tersten göstererek, kitap okuma alışkanlığı konusunda yapılmaması gereken etkinlik ve davranışlardan söz edeceğiz.
Evet, çocuğunuzu tam bir kitapsevmez yapmak istiyorsanız aşağıdaki davranışları sergileyebilirsiniz;
-Çocuğunuzun yanında elinize kitap almayın ve onun yanında asla kitap okumayın. Çocuğunuz sizin kitap okuduğunuzu sakın görmesin!
-Evinizde zinhar kitaplık, hele kütüphane sakın olmasın! Çocuk, kitapları doğal yaşam ortamı olan evde görürse ne olur, ne olmaz kitaplara ilgi duyabilir!
-Çocuğunuz küçükken, kendi seviyesine uygun kalınlıkta olan kitaplara erişimini engelleyin. Ellerine büyük gelen ağır bir kitap verin ki, fiziksel olarak caydırıcı olsun!
-Çocuğunuz okula başladı ve okuma yazma öğrendiyse, ona bol resimli kitaplar yerine, tıkış tıkış yazılarla ve çok sayıda masaldan oluşan “üç al iki öde.” türü kitaplar alın!
-Eğlenceli olma olasılığı yüksek kitapların, yani güzel resimleri olan, canlı, parlak renklere sahip, komik vs. çocuğunuzun eline geçmesine izin vermeyin!
-Ona mutlaka kitap verecekseniz, kocaman kocaman parmak sallayan, “öğreten”, olabildiğince didaktik kitaplar seçin!
-Madem aldınız, aldığınızın kitabın yazarına, yayınevine, diline, çevirisine, tasarımına sakın ha aldırmayın. Mümkünse özensiz görünenlere ve en ucuzlara öncelik verin!
-Bir daha mı kitap almak zorunda kaldınız? Bir ön araştırma yapın ve olabildiğince sıkıcı bir kitap seçin. Böylece çocuğunuz okumaktan sıkılıp başka işlere dalacaktır!
-Çocuğunuza öğretmen seçerken veya okula kaydettirirken öğretmenle tanışmayın, öğretmenin kitaplarla arasının nasıl olduğunu sorgulamayın, aksine daha çok soru çözdüren, daha çok ödev veren öğretmenlerden yana tercihinizi kullanın ki daha ilk yıl çocuk kitapsevmezlik yolunda ilk adımını atsın!
-Yolunuz, çocuğunuzla birlikte kazara bir kitapçıya düşerse, çocuğunuzun istediği kitabı ona almayın. Dikkatli olun. Sizi kandırmaya çalışacaktır. O seçmesin; siz seçin. Böylece kitapsevmezlik yönünde önemli bir adım atarsınız!
-Hayat tuzaklarla doludur. Çocuğunuzla yine bir kitapçıya girmek zorunda kalabilirsiniz. Eğer kitap isterse, onun aklını çelmeye çalışın ve kitap almak yerine gazoz, patlayan şeker veya cips almayı teklif edin. Bu pis şeyler, onun dikkatini dağıtacaktır!
-Okuldan ödev olarak verilen kitapları okuması için onu zorlayın!
-Öğretmenin yaptığı kitap okuma, kitabın sorularını çözme sınavını heyecanla bekleyin ve çocuğa neden soruları fullemediğini sorun!
-Evde olabildiğince çok televizyon açın. Çocuğunuzun TV ve bilgisayar karşısında bol bol vakit geçirmesini sağlayın. Böylece kitapsevmezlik meziyeti gelişecektir!
-Çocuğunuz okuma eğilimi gösterirse ona sık sık “Gözlerin bozulur,” “Gözün bozulursa gözlük takmak zorunda kalırsın,”,” Bu kadar okuyup âlim mi olacaksın?” “Bak, okuyanlar işsiz kalıyor, ne var kitap okumakta?” vs. türünden sözlerle telkinde bulunun!
-Ters psikolojiden yararlanın: Ona “Kitap oku!” diye baskı yapın. Emin olun, baskı işe yarayacak ve çocuğunuz zamanla tam bir kitapsevmeze dönüşecektir!
-Yanınıza size yüksek sesle bir şey okumak için gelirse, onu dinler gibi görünmeyin. Hatta “Şimdi değil, başka zaman,” diyerek kitap okuma olasılığını olabildiğince erteleyin!
-Öğretmeninizden, sürekli olarak soru bankaları, test kitapları ve deneme sınavları yapmasını isteyin, kitap okumayarak sınav mı kazanılırmış?
-Bir gün bir halk kütüphanesinin önünden geçerseniz ve çocuğunuz “Anne / baba, kütüphane ne demek?” diye sorma gafletinde bulunursa, ona kütüphanenin kötü, kasvetli, sessiz durulması gereken ve çocukların hoş karşılanmadığı bir yer olduğunu anlatın. Böylece kütüphaneden soğuyacaktır!