İnsanları duyuyorum, sürekli güzelliğin kalıcı olmadığını fısıldayıp duruyorlar sanki bunu telkin ederken ''nasıl sen güzelsin, ben değilim ama olsun sonunda buruşuk bir ihtiyara döneceksin'' serzenişi içinde sanki şeytani bir tebessümle yapıyor gibiler..


O kadar tuhaf örnekliyorlar ki neredeyse aynaya baktığında '' ben neden güzelim ki diyerek yüzüne kezzap atasın '' falana geliyor duyguların bazen..

işin şakası elbette insanlar hep öğüt vermeyi sever bu onların geninde olan bir şey, lakin eğer çoğunluk olarak Tanrı'ya inanıyorsak neden o zaman onun takdir ettiği bir şeyi hasetlik ve biraz da öfkeyle eleştiriyoruz,

 

İnsan hakkında tüm hüküm Tanrı'ya ait ise o zaman bu konuyu kapatıp daha ulvi konu olan Ruh güzelliğine odaklamak en mantıklı ve vicdani olanı olmalı.


İnsanı aslında ten güzelliğinden öteye taşıyan iki güçlü güzellik iksiri var, biri Akıl güzelliği ve diğeri de vicdan güzelliği eğer insan bu ikisini dengelerse varlığında bu onu görecesi olmayan bir Güzel yapar ...


Ama birbirine ağır bastığı sürece hep göreceli güzelliğe mahkum olup kalacaktır..


Gelelim beden güzelliğine toplumların kabul ettiği şekilde olan beden güzelliğine ; siz hiç sonsuza kadar yaşayan bir insan tanıdınız mı ? Biliyor musunuz ?

 

Peki insanı geçelim yaşadığımız dünya doğasında en güçlü ağaçların bile sonunda çürüyüp toprağa düştüğünü, uzun yaşamlı kaplumbağanın kendi kabuğuna çekilip öldüğünü çevremizi saran her şeyin ölümlü olduğu gerçeğini kabul etmiyor muyuz..?


Peki ediyorsak ortalama ömrü 65 -70 yıl olan bir insanın tıp ile ilgili hiç bir şekilde operasyon ya da ona benzer işler yapmadığını, doğal olduğunu düşünürsek nasıl 40 sene önce ki haliyle aynı olmasını bekleriz ki, bunu düşünen zihinlerin gerçek dışı düşüncelerle yaşadığını kabul edelim.


Elbette beden zamanla aşınacak hücreler artık eski ışıltılarını kaybedecek ve en mükemmel güzellik de bir günün sonunda buruşmuş ve çökmüş ten'e sahip olacak..

Ve oyun bitti...

Bana da bunu söyleyenler oluyor ve her zaman onlara aynı cevabı veriyorum ;
Beden çürüyecek ama nefes aldıkça Ruh biraz hırpalanmış da olsa aynı kalacak kısaca 7 sinde ne ise insan 70 inde de o olacak, tabi biraz değişmiş ve biraz da akıl duyusunu kaybetmeye başlamış halde.

 

İşte o zamana kadar akıl ve vicdanının terazisini eşitleyerek gerçek ulvi güzellik olan Ruh güzelliğine ulaşalım yoksa biz de biliyoruz ki '' bir sivilce yeter en güzelim diye ''
Gerçek güzelliğin hayatınıza demir atması dileği ile ...

********

Asalet; boyda değil soyda, incelik; belde değil dilde, doğruluk; sözde değil özde, güzellik; yüzde değil, yürekte olur. »
Mevlana Celaleddin-i Rumi