Ülkemizde yetersiz okuma alışkanlığı ve sonuçları göz önünde bulundurulduğunda, sürekli gündemde tutulması gereken bir konu olmalıdır. Okuma açısından, dünyadaki yerimizle ilgili şu veriler oldukça çarpıcıdır (Coşkun,2011: 35):
-1970’li yıllardaki kitapevi sayısı 40.000 iken bu sayı 2009’da 25000’e düşmüş bulunmaktadır.
-Ülkemizde ihtiyaç maddeleri sıralamasında kitap 235. Sırada yer almaktadır. Yıllık kitap harcaması kişi başına 10 doların altında. Bu rakam gelişmiş ülkelerde ortalama 100 dolar düzeyindedir.
-Dünyada bir yılda basılan kitap sayısı ( Ders Kitapları Hariç ) Amerika 72000, Almanya 65000, İngiltere 72000, Fransa 39000, Brezilya 13000, Türkiye 6031 dür.
-Toplam nüfusu sadece 7 milyon olan Azerbaycan’da bir kitap ortalama 100.000 tirajla basılırken, Türkiye’de bu rakam 2000-3000 civarında basılmaktadır.
-Ülkemizde Dergi okuma oranı %22, Radyo dinleme oranı %24, Televizyon izleme oranı ise %95 düzeyindedir. Günlük gazete satışı ülkemizde yaklaşık 4.5 milyon bu sayı Almanya’da 23 milyon civarındadır.
Yukarıda satırlarda sunulan veriler pek de iç açıcı olmayan olumsuzlukları içinde barındırmaktadır Bunlardan belli başlıları şunlardır:
-İletişim becerisinde yetersizlik,
- problem çözme gücünde yetersizlik,
-karar verme gücünde yetersizlik,
- planlama yapmada yetersizlik,,
-yeni fikirler elde etme gücünde yetersizlik,
-fikirlerini yayma gücünde yetersizlik,
-fikirlerine yeni fikirler katma gücünde yetersizlik,
-duygusal zekasına katkı sağlamada yetersizliktir.
Kitap okumayı engelleyen birçok neden bulunmaktadır. Özellikle, evlerde neredeyse her odada bir televizyon bulunmaktadır. Yine, televizyonun yanında bilgisayar ve internetin sağlıklı kullanılmaması okumanın önünde en önemli etken olarak yerini almaktadır.
Sosyal öğrenme eğitimde önemli rol oynamaktadır. Bu nedenle, anne- babalar evde iyi bir model olmaktadır. Ebeveynler kitap, dergi gazeteye okuma zamanı ayıramıyorsa, o aile ortamında okuma kültürünün gelişmesi olası değildir.
Diğer taraftan, küçük yaşlardan itibaren çocuk ve gençlerin okuma ve kitaplardan uzaklaşmamaları, tam tersi onlarda kitap sevgisi ve okuma alışkanlığı kazandırmak için yayıncıların, yazarların ve çizerlerin kitap üretirken, ebeveynler ve öğretmenlerin onlar için kitap seçerken, önerirken de onların dünyaları ve onların düzeyleri konusunda bilgi sahibi olmaları gerekmektedir.
Çocuklar neden kitap okumalı? Biz neden okuyalım?
-Olay ve olguları daha çabuk kavraması için…
-Duygusal zekalarının yücelmesi, bilişsel zeka alanlarının zenginleşmesi için…
-Yaşama farklı bakış açısından bakabilmek için…
-Empati kurabilmek için…
-Kendi kararlarını verebilmek, sorunlarını çözmede söz sahibi olmak için…
-Yaşına uygun olgunlukta davranabilmek için…
-İnsanlığa yön veren olay olguların adım adım bilimsel yasalarını bilmek için…
-Kendileri konusunda iç görü kazanmak için…
…her insan , her yaşta kitap okumalıdır.
Okumayan bir insan kendini ve toplumu tanıyabilir mi? Yaşam sorunları hakkında doğru bilgiye ulaşabilir mi? Doğru olmayan davranışları, doğrudan ayırabilir mi? Okumayan bireyler kendini gerçekleştirebilir mi? Okumayan bir toplum, çağdaş, uygar ve demokrat olabilir mi?