Bu çocuk benim değil!!!!!…

Şu anda tüm aile, babanın çocuğunu inkâr karmaşasıyla çalkalanıyor!

Uzak yakın güngörmüş aile büyükleri, akil insanları, babanın inatla doğan çocuğu reddetmesiyle, inkâr etmesiyle uğraşıyor…

Karı-koca yaşam gerçeği bir gece birlikte oluyorlar.

Ve…

Bir süre sonra kadın çok istedikleri çocuğa hamile kaldığını fark ediyor…

Ana baba bin bir hevesle doğmadık çocuğa “don biçmeye, elbiseler biçmeye” başlıyorlar.  Çocuğun cinsiyeti belli olmadığı için; erkekti-kızdı demeden kendilerince fikirler yürütüyorlar, isimler yakıştırmaya çalışıyorlar…

Ananın babanın ve hatta her iki taraf ailenin odak noktaları doğacak bu çocuk oluyor!

Kimileri kız olursa anası güzel mutlaka anasına benzer, kimileri erkek olursa dayısı yakışıklı inşallah dayısına benzer temennileriyle doğum zamanı bekleniyor!

Doğum zamanı yaklaştıkça ahalide bir telaş, bir merak demeyin gitsin.

Kimi bilgiçler altını çize çize mutlaka erkek olacak derken, diğeri yok be mümkün değil anasının yüzünden belli çocuk mutlaka kız olacak…

Ve…

Doğum sancısı başlıyor!

Ana adayı hastaneye kaldırılıyor ve  “doğum odasına” alınıyor!

Ve uzak yakın akraba merakla “doğum odasının” kapısında beklemeye başlıyor.

Ancak doğum beklenenden çok daha zor oluyor. Sabahın erken saatlerinde başlayan doğum olayı gün boyu sürüyor ve gece yarısına doğru “doğum odasından” ilk haberler geliyor…

Ahalinin bir bölümü pür dikkat “doğum odasının” kapısında ilk açıklamayla seviniyor…

“Yaşasın bir kızımız oldu…”

Kısa bir süre sonra ikinci bir haber…

Bu defa erkek çocuk beklediği halde “kızımız oldu ile” yıkılan, üzülen taraf:

“Yaşasın oğlumuz oldu…” diye seviniyor,,,

Olacak bu ya ve kadın “ÜÇÜZ” çocuk sahibi olarak hastaneden ayrılıyor.

Aradan bir ay gibi kıssa bir süre, geçtiğinde çocukların kız olanları tıpa tıp bir birinin aynısı iken, erkek çocuk sanki başka bir ananın-babanın çocuğuymuş gibi tamamen değişik bir çocuk oluyor.

Babanın ERKEK çocuklardaki bu değişikliği bir türlü kafası almıyor ve başlıyor bu çocuk benden değil demeye…

Kanına baktıralım, şunu suna, bunu suna baktıralım. DNA testi yaptıralım diye milletin başının etini yiyor…

Bire zalim…

Aynı ZAMANDA, aynı DOĞUM ODASINDA ve de herkesin gözleri önünde, aynı ananın karnından çıkan ve başka birisiyle yatması mümkün olmayan karını, kadınını böyle töhmet altında koymaya ne hakkın var?

Yok, kızlar benim oğlan benim değil!

Ya da oğlan benim kızlar benim değil!

Bu çocukların üçü de aynı anda, aynı yerde ve de senin de hazır bulunduğun hastanenin “doğum odasında”  kadınının karnından çıkmadı m?

Neyi inkâr ediyorsun, neyi reddediyorsun?  

Günah değil mi?