18 Nisan Pazartesi günü Gaziantep Cengiz Gökçek Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları hastanesine çocuklarımda ani gelişen ateş ve istifra sonucu gitmek zorunda kaldım. “Keşke de gitmeseydim dedirtti” bu hastane personelleri.

Velhasıl, geçtiğimiz günlerde yine aynı hastanenin acilin gittiğimizde “Şimdilik bir şey yok devam ederse polikliniklere getirin. Sabah erken getirirseniz randevusuz bakarlar.” demişti. Bizim durumlarımızda ani geliştiği için randevu almadan gittik mecburen.

Sekreter’e giderek, “26 ve 27. Sıra ne zaman gelir” dediğimde " ohooo o sıra geçeli yıl oldu" gibi bir alaycı tavır ile karşılaşıyorum.. “Git git getir çocuğunda muayene ettir.” dedi.

Tamam dedim sakin ol. Tabi ki burası devlet, özel gibi parayı ver düdüğü çal misali değil. Çocuğu muayene ettirdim. Mehmet bey, bizi Gastroloji  bölümündeki doktora yönlendirdi. Elimize bir kağıt verdiler ve hemen oraya tahlil verin, beklemeyelim çocuğu dedikleri için gittik.

Doktorun, dış kapısı önündeki görevli sekreter, “Kimliği ver dışarıda bekle!” dedi.

Tamam bunda da sıkıntı yok! Olur öyle …

Doktor, bizden tahlil istedi. 2 saate çıkar dediler. Sonuç öğlenden önce 11.34 de çıktı ve ben doktor ile görüşmek üzere kapıyı çaldığımda sekreter " Doktor çıktı, öğleden sonra 14.00’da gel” dedi.

Sonra telefonu çalınca ben de nezaketen bekledim konuşması bitince soracağım;" 20 Nisan Çarşamba günü alerji bölümünde de aynı çocuğum için randevumuz var, o gün sonuç olur mu?” diyecektim. Sekreter hanım,  telefondakine bir dakika diyerek" hanımefendi anlamıyor musunuz doktor yok dedim! "diye yineledi.

Ben de kendisine, önce sakin olmasını sonucu sonra göstersek sorun olup olmayacağını soracağımı söyleyince tamam tamam dedi.  Yine yüksek bir ses tonu.

Sekreter hanım, kafasına göre hastaları seçerek içeri aldı. Eğer sırayla alınacaksa neden kimlikleri almadığını sorunca da;

Elini duvardaki doktor yazısına vurarak bağıra bağıra; “Buraya Mardin, Urfa, Hatay’dan randevular ile geliyor. Ben sana iyilik ettim, seni randevusuz aldım. Size iyilik yaramaz haddini bileceksin, ben seni en son alacağım canım öyle istiyor bak görürsün” dedi.

Bu hakkı bu sekreter hanıma kim veriyor?

Tabi halk mazlum, sessiz ve en önemlisi muhtaç olduğu için sesini çıkarmıyor? 

Daha sonrasında olaylar şöyle gelişiyor!

Herhalde bir telefon gelmiş ki “Buyurun beyefendi sizin sonuçları gösterelim.” diye eşimi çağırıyor. Doktor kapıda bekliyor. Reçeteyi verirken buyurun beyefendi diyor, kapıya kadar uğurluyor! Bir sorun olursa tekrar getirin tekrar tetkikleri yapalım diyor!

Yetkililerin gerekenleri yapmasını önemle bekliyorum. Başhekim yardımcısı Timurhan Bey’e teşekkür ederim. Anlayışla dinlemesi ve yönlendirmesi için.

Vatandaş devlet hastanelerin de böyle muamele görmeyi hak etmiyor. Yanılıyor muyum?