HASBELKADER

Bizler…

Yani ahalinin çoğunluğunu oluşturan, bizler!

Kimilerine göre; “cahil insanlarız!” Bizim pek bir şeylere aklımız ermez, bir olayı kolay kolay kavrayamayız!

Bu birileri:

Hasbelkader, anasından mal-mülk sahibi, para-pul sahibi olarak ki; bütün eksikliklerini, kesinlikle kabullenmedikleri yanlışlarını, hatta cehaletlerini bu yolla örtbas eden bir aile ferdi olarak dünyaya gelmişlerdir.

Bu birileri:

Ki; bu birilerinin diğer başka bir türü:

Hasbelkader, okumuş eğitim görmüş, ama aldığı eğitim ve tahsilin nimetlerinden zerre kadar nasibini almamış ukalalardır!

Bu iki türden:

Hasbelkader, makam-mevki sahibi olarak bir koltuğa oturanlar…

Fakir-fukaranın çoğunlukta olduğu ülkem insanlarına ne yazık ki, “ne olacak canım CAHİL İNSANLAR” der aşağılar, önemsemez…

Diğer zengin taifede aynı fikirdedir…

Oysa işin esası hiçte öyle değil…

O hakkı olmadığı halde hasbelkader oturduğu koltuğu dahi dolduramayan yaptığı işi yüzüne-gözüne bulaştıran bunları da makamını verdiği yetkiyle kapatan okumuş cahil…

O hakkı olmadığı halde paracıklarıyla ayıbını, yanlışlarını örtbas eden...

Paranın gücüyle ufacık dağları ben yarattım diyen para babaları, ağa babalar!

Biline ki…

Şu anda tüm dünya insanları…

Ne olduğunu, nasıl oluştuğunu, nereden ne şekilde geldiğini anlayamadıkları ve de aciz kaldığı bir belayla baş etmeye çalışırken:

Birileri…

60-65 yaşı üstü ve de kronik bir rahatsızlığı olan bir dedenin ve ninenin evden dışarıya çıkmamalarının nedenini bu belanın kaynağının o yaşlı dedenin, nineni olduğunu sanacak kadar cahiller…

Oysa biz biliyoruz ki, hastalığın kaynağı bizler değiliz! Bizler yılların verdiği yorgunlukla drencini yitirmiş bünyemizin bu belaya genç insanlardan daha kolay boyun eğmemiz…

Yani demem o ki; cahil cühela görünen ahalinin arasındaki insanların – tabiri caizse – ceplerinde o “birilerinden” çok var!

Hem de tahmin edilemeyecek kadar çok var!