Şunu başta söylemem gerekiyor. En kötü bir faaliyet, hareketsiz kalmaktan çok iyidir. Sanat dünyasında birçok arkadaşlarımız, ülkemizin çeşitli illerinde, müzikli şiir dinletisi yapıyorlar. Tezgahta bezi olanlar az veya çok, bu yolda uğraşı veriyorlar. 29 Eylül 2018 tarihinde de Gaziantep’te İpekyolu Kültür ve Sanat etkinliği Ali Duysak kardeşimiz tarafından yapıldı. Ben etkinliğe katılmadım, çünkü ben her davete iştirak etmiyorum. İlimizde de olsa. Fakat ilimiz dışından bu etkinliğe iştirak edenlerden birçok tanıdığım arkadaşlarım vardı. Beni telefonla sağ olsunlar aradılar. Bunları Gaziantep İli Şahinbey İlçesinde bulunan “BURAK PARK” otelinde ziyaret ettim. Bunların içinde Bahar Aydan, Ayşe Atçı, Hülya Özcan Çapar, Gülsen Aksoy, Ünal Çınar, Aşık Mahmut Karadaş, Zeki Çelik, Orhan Oyanık, Suzan Aydemir gibi isimler vardı. Kültür Sanat ve Edebiyatla uğraşmak, okumak, yazmak çok güzel bir uğraşıdır. Yalınız şunu üzülerek söylüyorum, günümüzde yazan okuyandan daha çok görülüyor. Bu biraz düşündürücüdür. Aklımdan şu da geçiyor. Acaba kayda değer ürünlerin çıkmadığı için mi diyorum. Benim gözlerim yeterince bozuk. Fakat ciddi bir eser elime ulaşınca, onu okuyup bitirmeden elimden bırakamam. Edebi ve sanatsal değeri olmayanları da elime almak istemem ve kitaplığıma da koyamam. Konuyu biraz dağıtır gibi oldum diye düşünüyorum, lütfen beni bağışlayınız.

Herkes etkinlik yapıyor da, Almanya’da KAPADOKYA  KÜLTÜR DERNEĞİ’nin değerli başkanı Mümin ULUC Beyde yapıyor. Hem de, sayısız etkinlikler ve programlar yapıyor. Şairler buluşmasını 3 defa yaptı. Ben üçünde de davetliydim ve bulundum. Mümin ULUC Bey, kendi işlerini düzenledikten sonra, bizi bir sürpriz olarak çağırır. Hem de çok önemli kişileri çağırır. Çağırdıkları şair sayısına baktığımızda Almanya’dan, Hollanda’dan, Fransa’dan ve Türkiye’den, olmak üzere toplam 30 kişiyi aşmaz.  Programlar 3-4 ilde gerçekleşir. Örnek verecek olursak, başta Nevşehir, Kırşehir, Kayseri, Kozaklı gibi yerlerde gerçekleşir. Katılımcıların duvarı boydan boya kaplayan posterleri ile sözü edilen illerin duvarları süslenir. Sözünü ettiğim Zat’ı muhterem defalarca Almanya’da,  Kanal Avrupa TV de benim ile canlı bağlantı yaptı.  Mümin Uluc Bey, programa çağıracağı şairlerden program bittikten sonra birer şiir ve özgeçmiş ister. Gelecek etkinlikte, aldığı şiir ve özgeçmişi çıkarmış olduğu antolojide yayımlayarak,  bizlere ikinci Programda teker teker ücretsiz olarak dağıtır. Şairlerin 3-4 günlük programdaki masraflarını kendisi karşılar. Diyeceksiniz nereden karşılıyor? İstanbul’daki sakatlara dağıttığı 1500, tekerlekli sandalyenin dağıtımını nereden karşılıyorsa, her halde bu masrafları da oradan karşılıyor. Geçen yıl üçüncüsünü yaptığı program sonrası sizin yol masraflarınız oldu diyerek,  bize birer tane zarf hazırlamıştı. Biz bu zarfları bütün ısrarına rağmen almadık. O zaman ben bu paraları bir hayır kurumuna vereceğim. Sizin hayrınıza olsun dedi. Ayrıca bizlerden yine birer şiir ve özgeçmiş aldı. Ne zaman etkinlik yapar? Bizleri ne zaman çağırır? Bilemiyoruz. Ama, bekliyoruz. İnşallah yaradan kavuşturur diyorum.

Buna benzer şiir etkinliğini 3 defada Amasya İl Milli Eğitim Müdürlüğü döneminde, Ali Rıza Atasoy Hocamız yaptı. Yardımcıları Fesih Aktaş ve Ömer Celeb idi. Fesih Aktaş Hocamız defalarca bana telefon açtı. Kesin gelecek misiniz diyerek. Geldiğinizde, otobüs biletlerini saklayın size ücretini ödeyeceğiz dediler. Hiç bir yerde, hiçbir zaman sözümden yalan çıkmadım. Fakat Ali Rıza Atasoy Hocamın iki davetine de acil işim çıktığı için gidemedim. Daha doğrusu Allah nasip etmedi.  Üçüncü etkinliğe de haklı olarak beni çağırmadılar.

 Az kalsın unutuyordum. Adem Yıldırım Bey bizi 23 kişi Erzincan’a davet etti. Bazı arkadaşlarımız gelemeyince 18 kişi olduk. Erzincan da, 3 gece yattık. Bizi en güzel bir şekilde ağırladı. Hele programın  son  gününde Erzincan’ın Üzümlü ilçesindeki güzelliği ve Erzincan  Şelalesini unutmam  mümkün değil. Hat da “Resmettim Erzincan’ı” başlıklı bir şiir yazdım.  İnternette bulup okumanız mümkündür. Erzincan şelalesi bir rüya görmüş gibi geldi bana. Yanımda Sabit İnce, Yıldız Toksöz, Mehmet Nacar ve Şemsettin Dervişoğlu’nu hatırlıyorum. Burada paradan çok söz  ettim ama, Erzincan’da da hiç bir masrafımız olmadı. Sağ olsun genç arkadaşımız Adem Yıldırım bey.

Ocak 2007 tarihinde kısa adı GASED olan Gaziantep Kültür Sanat ve Edebiyat Derneğini, Gaziantep Vali Yardımcısı Gökhan Veli Kişioğlu başkanlığında kurduk. Sözü edilen derneğin ben kurucu üyesiyim. Türk Dünyasında Şairler Buluşması adı altında 2 etkinlik yaptık.  O zaman biz de,  Gaziantep’e çağırdığımız şairlerin bütün masraflarını karşılamıştık. Bu dinletiye Azerbaycan’dan Prof. Dr.Tamella Aliyeva Abbashanlı, Kıbrıs’tan Beste Sakallı, Eskişehir’den Rasim Köroğlu gibi bir çok isimleri hatırlıyorum. Burada adını unutup da yazamadıklarım lütfen beni bağışlasınlar.

Daha öncede Gaziantep Valisi Sayın Lütfullah  Bilgin  Zamanında Zeugma şiir dinletisine Rahmetli Bekir Sıtkı Erdoğan, Cemal Safi, Azerbaycan’dan Abbas Abdullah Hacaloğlu, ve nice sanat adamları Gaziantep’e çağrıldığında, dinletide okunan şiirler kitaplaştırıldı ve şairlere dağıtıldı.  Bütün masrafları da Gaziantep Valiliği karşılamıştı. Bu dinletide Gaziantep’ten Ali Çapan, Ahmet Ayaz, İbrahim Halil Aycan, Tamer Abuşoğlu ve  Doç. Dr. Behiye köksel gibi isimlere yer verilmişti. Ben etkinlikte şiir okumamıştım.  Ama kitaba dinletide okuyacağım  şiirimi almışlardı. Çünkü dinletide  hangi şairin, hangi şiiri okuyacağı önceden belirtilmiş ve liste yapılmıştı. Ayrıca bu listenin  bir sureti de Gaziantep Emniyet Müdürlüğüne verilmişti.

Ben Kültür Sanat ve Edebiyat adına güzel ve anlamlı  hizmetler yapan, Başta Mümin Uluc olmak üzere, Ali Rıza Atasoy Hocamı, Yardımcılarından Fesih Aktaş ve  Ömer Celeb Hocamı, Sayın Valimiz Lütfullah Bilgin’i, Vali Yardımcımız Gökhan  Veli Kişioğlunu, Adem Yıldırımı,   çanı gönülden kutluyor, sağlık ve afiyetler diliyorum.

İnşallah bundan sonra edebiyat etkinliği yapan kardeşlerimiz yukarıdaki bahse konu isimleri kendilerine örnek alırlar diye düşünüyorum. Kendilerine örnek alırlarsa, yaptıkları işin bir anlamı  ve değeri olur kanaatindeyim.

Saygıdeğer okurlarım bu günlük de bu kadar. Beni unutmayın, sizler ile bir başka sohbet yazımda, yeniden buluşalım. En güzel ve mutluluk dolu günler,  hep ve hepimiz olsun diyorum. Hoşça ve dostça kalınız.