Rahat ve huzur isteği her insanın doğasında vardır.
Rahat ve huzur isteği her insanın doğasında vardır. Rahat ve huzuru bulmak ise çeşit çeşit yol ve yöntemlerde...
Kimi rahatı bir tesellide bulur, kimi mücadelede, kimi uzlaşmada...
Ülkemizde her ne kadar bir kast sisteminin varlığından söz edilemese de toplumun kesim kesim kesilerek "kesim"lere ayrıldığı vakıadır. Alt gelir grubu, orta direk, memur, atanmış-seçilmiş, alaylı-mektepli gibi envai tanımlama kastettiğimiz "kesim" tanımlamasına örnek...
Son gelişmeler ışığında özellikle memur kesimin rahat için defansif bir hayat tarzı benimsediğini gösteriyor.
Gözlerimi kaparım mesai saatimi doldururum bilinci dalga dalga tüm memur kesimlerine yayılıyor.
Memurluk masa tenisi maçı mantığı ile icra edilir hale gelmiştir. Pinpon topu sahanıza girdiğinde amaç topu derhal kendi alanınızdan çıkarmaktır. Memurlar, önceden önlerine gelen her evrakı/sorunu/olayı "belki...." ümidi ile sümenaltı ederlerken günümüzde bir an önce başından savmak telaşına düşmüşlerdir. İnsiyatif almak, kanıyla abdest almak gibi bir durumdur.
Öğretmen öğrencisine dokunmamaktadır, zira vuracağı tek fiske ile eğitim öğretim dönemi boyunca onca davetine rağmen okula getirmeyi başaramadığı soru(n)mlu veliyi ertesi gün karşısında sopayla bulmaktadır.
Bugün paramızla muayene olacak bir doktor bulamamaktayız, hepsi memur olmuştur ve insiyatif/risk almaktansa bir an önce başka bir birime/hastaneye "sevk" etmek hem beden hem görev açısından daha güvenlidir.
Son olarak hazinenin haksız tutuklamalar sebebi ile ödediği tazminatları, müsebbip savcı/hakimlere rücu etmeyi kafasına koyması da adalet sistemindeki insiyatifi defansife çevirecektir. İki ihtimalle karşılaşan yargı ya beraat vermeyecektir -ki bu husus düşünülemez- ya da tutuklama yapmayacaktır.
Yukarıda üç memur grubundan verdiğimiz örnekten şu sonucu çıkarabiliriz:
"şımartılmış/kışkırtılmış bir toplum ve bunun karşısında defansif bir hayat tarzını benimsemiş memurlukla karşı karşıyayız"
Defansif bilinç sanki kontrollü olarak yaygınlaştırılıp yerleştirilmeye çalışılıyor.
Etliye sütlüye karışma!
Başına iş açma!
Bana dokunmayan yılan ne yaparsa yapsın...
Akıbetimiz hayrolsun...
