Türkiye ekonomisi yüksek enflasyon, işsizlik ve ekonomik durgunluğu bir arada yaşıyor. Bunun anlamı işsizlikteki artışın önümüzdeki aylarda da devam edeceği ve Türkiye’nin uzun süre yüksek işsizlikle karşı karşıya kalacağıdır. Türkiye’nin toplumsal yaşamın en vahim sorunlarından biri olan ve etkisi giderek artacak olan işsizlik sorununu bir dizi yazıyla ele almaya çalışacağım.
10 Ekim 2022 tarihinde açıklanan işgücü istatistiklerine göre işsizlik oranı 2022 yılı Ağustos ayında yüzde 9,8 seviyesinde gerçekleşti. Böyle bir dereceye yükselme ile ülkenin birçok yönden olumsuzluk oluşturur. Örneğin bir lise mezunu iş aramaya çıktığı zamanlarda işverenler deneyim sahibi olması gerekçesini sunuyor. Yeni mezun birinin deneyim edinmesi için öncelikle bir iş yerinde başlangıç yapması gerektiğini düşünmüyorlar.
Üniversiteli gençlerimizde pekte farklı bir konumda değiller vakitlerini değerlendirip, kendi hayallerinin doğrultusunda değil de nasıl iş bulurum veya hangi bölümde iş sahibi olurum? Şeklinde planlama yapıp buna yönelik yol kat ediliyor. İş bulamama korkusu sevmediği bir mesleği tercih etmek zorunda bırakıyor.
Böyle bir durum sonucunda oluşan depresyon ve gelecek kaygıları da artış göstermiyor değil. Ülkenin ekonomisine katkısı olacak acemilikten çıraklığa daha sonrasın da ise bir üst kademeye gelecek olan kişiler bile oldukları yerde sayıklarken, sizce biz yeni mezunlar bu durumda ne yapmalıyız?
Akıllardaki sorular çözüm bulunmazken iş için arama yapan kişiler ise yeniden evlerine boş dönüyorlar. Buda yetmezmiş gibi iş bulunsa dahil birçok sıkıntıyla karşılaşıyor. Tıpkı sağlık sigortası yapılmama ve askeri ücretin altında bir maaş verilmesi gibi…
Ekonominin şartları yetmezmiş gibi kendi haklarımıza da sahip çıkamıyoruz. Zorunlu şartlar altında kalınması ile işsizlik gittikçe artarken ülke genelinde sorun oluşuyor.